Bu Blogda Ara

21 Ağustos 2025 Perşembe

İsmail Engin : Mabetten Mitinge – Mitingten Protokole : Reklam Panosunda Kutsal Olanın Siyaseti [Video]



İsmail Engin : Mabetten Mitinge – Mitingten Protokole : Reklam Panosunda Kutsal Olanın Siyaseti, 2'56'' [17.08.2025]


Bir yanda hilal, bir yanda ocak ve dergah… Bir yanda tekbir, bir yanda gülbang. İki dünya, tek kürsüde sıkışıyor. Anlamlar birbirine karışıyor. Bir diğerinin, laiklik adına, mebusunun reklam panosu gibi kendi adını mühürleyerek açtığı kapıdan yine bir inanç sızıyor. Şemsiyeyi açıp, o da bizim bu da bizim diyen diyene mesih gibi sahiplenen beyanatta. Cami önleri, dergâh eşikleri, şimdi yüksek sesin yuvalandığı mekânı. Tekbirle miting birleşiyor, gülbangla propaganda. Afişlerde yazılıyor, kürsülerde yankılanıyor, meydanlarda bayrak gibi sallanıyor. İnanç, kutsal kalamıyor; pusulada oy sayısına karışıyor. Dernekler, vakıflar; deistler, dede olmuş tekkede posta oturan "dindar ateistler", yoldaşlar… İnanç adına vaaz veriyor, koltuk peşinde inancın siyasetini yapıyor. Siyaset, inancı yeniden şekillendiriyor. İnanç, siyaseti kutsal gösteriyor. Ve insan ikisinin arasında eziliyor. Söz bitmiş değil; sadece sesi kaybolmuş. Lakin, inanç, artık meydanlarda, kürsülerde, her sözde, her yapıda, siyasette; siyaset de mabedin bizatihi içinde :

18 Ağustos 2025 Pazartesi

İsmail Engin : Devletin Alevisi - Sistemin Alevisi? [Video]



İsmail Engin : Devletin Alevisi - Sistemin Alevisi?, 2'56'' [16.08.2025]

https://youtube.com/shorts/xiC2yfPQn04

Tarihsel hafızada “devlet Aleviliği” diye tanımlanan model, ruhaniyeti kamusal itaate indirgiyor. O modelde inanç, denetlenebilir bir protokol; ritüel, sadece takvimsel bir görünürlük. Buna itiraz, elbette meşru. Ve lakin, sembolik itiraz olarak değer taşırken; söylemin içeriği ile bağlamı arasında ciddi bir gerilime işaret ediyor. Zira, bir belediye kürsüsünden, devletin mikrofonundan, devletin binasında yankılanıyor. Sormalıyız: Belediye nedir? bir halk evi mi? Yerel yönetim mi sadece? Hayır! Belediye, devletin yerel aynası, devlet aygıtının mahalli uzantısı. Ve o itiraz, devletin bir başka formuna sığınarak yapıldığında, direniş değil, Dönüşümün bizatihi maskesi:

17 Ağustos 2025 Pazar

İsmail Engin : Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri'nde Sessizliğin Yankısı [Video]



İsmail Engin : "Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri'nde Sessizliğin Yankısı", 2'57'' [15.08.2025]

https://youtube.com/shorts/HBxTCpq2t4o

Bir isim, bir tören, bir ödül… Bunlar semboldür. ama sembollerin ne zaman konuştuğunu bilmek gerekir. Alevilik, bir kelimede değil; bir yolculukta saklı. Yol, Erenlerindir!

Ancak, “Yol” hâlâ bizim mi, yoksa birilerinin projelendirdiği bir güzergâh mı?

Hacı'dan Hace'ye, Hace'den "Hacı" Bektaş Veli adına, ödül törenine..

Tören, programıyla bir fikrin evrimi mi, yoksa bir görüşün çözülüşü mü?

Yahut tam tersine bir başka açıdan da "pirincin içindeki beyaz taşlar" metaforunun, etkinlik programındaki isimlerle çökmesi mi?

Kim nerede duruyor, neyi savunuyor puslu havada belirsiz:

14 Ağustos 2025 Perşembe

İsmail Engin : Aleviler ve Bektaşiler Dergahlarını İstiyor [Video]



İsmail Engin : Aleviler ve Bektaşiler Dergahlarını İstiyor, 1'43'' [18.08.2024]


Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri kapsamında Hacıbektaş'ta Alevi örgütleri "Bir yürüyüş eyliyoruz! Dergahlarımız bizimdir, elinizi çekin!" motosuyla yürüyüş yapıyorlar. Yürüyüş açıklamasında şu ibareler bulunuyor:
"Dergahlarımız bizimdir! Elinizi çekin! Yüzyıllardır hakikat yolunda ışığımızı yakan dergahlarımız, inancımızın kalbidir. Devletin el koyma ve asimilasyon politikalarına karşı, Hacı Bektaş Veli’nin huzurunda bir kez daha haykırıyoruz. Biz buradayız, dergahlarımızı sahipsiz bırakmayacağız!
16 Ağustos 2025 Saat 09:00
Hacıbektaş Devlet Hastanesi Önü"
Evet, dergahlarımızı istiyoruz, ama kime verilecek ? : ayrıca bakınız: https://youtu.be/NDKxnTMILyw

12 Ağustos 2025 Salı

İsmail Engin : Ötekileştirdiklerimiz - Abdallar [Video]


İsmail Engin : Ötekileştirdiklerimiz - Abdallar, 2'52'' [12.08.2025]


Kırşehir’in yeliyle savrulur bir ses, ne bir yerin adı, ne tam da kendisi. Bir uzun hava, Bozlak.. “gök kubbeyi inleten bir çığlık”. “Abdalım” der biri, bakışlar incedir, Alevi derlerdi, şimdi belirsiz… Cem, semah eskisi kadar bilinmez. Kimi unutur yolunu, kimi öğrenir ama dillendirmez. 1935’te Fuat Köprülü satır arası Alevi olduğuna işaret eder onun. Ama şimdi kimliğinde çizik, sızı... Çocuk der ki okulda “Ben Alevi” diyemem. Öğretmen duyar, susar… Arkadaş güler belki. Anne “sessiz kal” der, "Bizi anlamazlar." Bir yerde fazla, bir yerde eksik; inançta dışlanır, kimlikte yalnız… Kırılmalar, sadece onların meselesi mi? :

11 Ağustos 2025 Pazartesi

İsmail Engin : Birlik Cemi’nde Ayrı Düşmek - Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri [Video]


İsmail Engin : Birlik Cemi’nde Ayrı Düşmek - Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri 2'51'' [10.08.2025]


Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan 62. Ulusal ve 36. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür ve Sanat Etkinlikleri, bir kez daha sadece bir anma değil; Alevi toplumunun içinde bulunduğu derin meselelerin, kimlik tartışmalarının ve örgütsel kırılmaların sahneye taşındığı bir alan olacak. Özellikle "Birlik Cemi" başlığı altında yapılması planlanan buluşmalar, ismiyle çelişen bir birlik sınavına dönüşebilir.

Büyük olasılıkla birden fazla "Birlik Cemi" düzenlenecek. Ne kadar birlik denilse de, cem meydanlarında bile ayrışmaların, saflaşmaların yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Hatta bu cemde, posta oturan Dede'den “razı değilim” diyen çıkabilir. Rızalık, Alevi inancının temel taşıdır; ancak bu temel, artık sosyal medya üzerinden yürütülen şaibe kampanyalarıyla kolayca sarsılabiliyor. Daha önce bu kapı aralanmıştı; şimdi ardına kadar açılabilir.

* * *
Tören yalnızca bir anma değil artık, Aleviliğin içinden geçen kırılmaların da birbirine seslendiği geniş bir sahne. Kimi “örgütçü” diyor birine, kimi “devletçi” diye karşı saf açıyor. Her kesim, ötekini asimilasyonla suçluyor. Ama hiç kimse aynı sofrada hakça oturmanın yolunu hatırlamıyor.

* * *
Etkinlikler, bugün gelinen aşamada Alevilerin siyasetle ilişkisini konuşmak için en doğru yer. Bunun için somut bir öneri: aktif siyasete girmiş, mebus ve bakan olmuş Pir Sultan Abdal Derneği eski Genel Başkanı ile mebus olan Alevi Kültür Dernekleri eski Başkanı ve Alevi Bektaşi Federasyonu eski Genel Sekreteri, kırmızı koltuklara davet edilmeli. Moderasyonu da yine güvenilir bir isim; Pir üstlenmeli. Siyasetteki iklim değişikliği ve ona uyum konu edinilmeli:

10 Ağustos 2025 Pazar

İsmail Engin : Serçeşme - Hafıza ve Kimlik [Video]

 


İsmail Engin : Serçeşme - Hafıza ve Kimlik" 2'47'' [09.08.2025]
Canlar arasında “Serçeşme” olarak görülen Hacı Bektaş ve Tekkesi, esasen Alevi kolektif hafızasının merkezi. Günümüzde, Dersim’den gelen canlar; sazıyla, niyazıyla, “Hacı”dan “Hâce”ye, “Hâce”den “Hacı”ya… Hakikatçi yoldaşlarıyla, diaspora toplulukları Seyyidleriyle – Pirleriyle Serçeşme’ye sevdayla yönelmiş; bu bağlılık sadece nostaljik değil; geleceğe dair bir umut, bir inancın susarak konuşan susmayan nefesi, Canların Hacı Bektaş Veli’ye içten niyazı. Sadece geçmişe özlem değil, yarına dair umut taşıyan toplumsal ve inançsal bir diriliş.

* * *
Modern zamanlarda Aleviler için, devlet tarafından desteklenen ve kamuya açık hale gelen etkinlikler, Aleviliğin kamusal görünürlüğü açısından da son derece önemli günlerdir. Bu süreçte önce dernek aracılığıyla, ardından ise bir kamu kurumu olan belediye üzerinden Aleviler ile devlet arasında dernekten belediyeye belediyeden devlete bir geçirgenlik alanı oluştu. Devletin ilgili bakanlıkları da bu sürece hafıza, ivme, dinamizm kazandırdı:

9 Ağustos 2025 Cumartesi

İsmail Engin : Oranienstraße'de -miş evi [Video]



İsmail Engin : Oranienstraße'de miş evi, 1'25' [10.09.2024]


Ayşe Erkmen - Am Haus | On the House, 1994, Oranienstrasse 18, Heinrichplatz, Berlin
Köken memleketimin çocuklarının hayaliy-miş, memleketimin vatandaşlığı... "Anavatan"dan "Babavatan"a "göçmeye" ve "göçmen" olup yerleşmeye hazırlar-mış. Bilirim, "göç kültürü"dür bu... Göçeriz - konarız, oradan buraya... -Miş'li geçmiş zamandan, bu zamana ve yarına veya yarından da yakına..

8 Ağustos 2025 Cuma

İsmail Engin : Aleviler : İnanç, Ticaret ve Siyaset [Video]

 

İsmail Engin : Aleviler : İnanç, Ticaret ve Siyaset, 2'50'' [07.08.2025]

Alevilik özünden uzaklaşarak bir inanç yolundan ziyade çıkarlar, hizipler ve politik hesaplarla örülü bir yapıya mı dönüşüyor?
"ticarileşme ve aşiretleşme"
"siyaset ve Yol"
"para ve inanç"
"Rıza şehri, otoriter bir yapı mı?"

1 Ağustos 2025 Cuma

İsmail Engin : Türkiyeli Kavramının Almanya’daki Yolculuğu [Video]

 


İsmail Engin : Türkiyeli – Kavramının Almanya’daki Yolculuğu” 2'55'' [01.08.2025]

Kimlik, ideoloji ve aidiyet, tarihseldir; zamanla dönüşür. Kavramlar, içini dolduran insanların deneyimlerine göre anlam kazanıyor ya da yitiriyor. “Türkiyeli” gibi kavramlar, toplumsal bir uzlaşma yaratmaya çalışırken, bu uzlaşmanın sürdürülebilirliği toplumun dinamiklerine bağlı.

Konuşmada Almanya’ya Türkiye’den göç eden işçilerin ve öğrencilerin 1960’lı yıllardan itibaren yaşadığı kimlik arayışını ve bu arayışın kavramsal, ideolojik, kültürel yansımaları ele alınıyor. "Türkiyeli" kavramının Almanya’da kullanılması, bu kavramın bir dönem taşıdığı birleştirici ve dengeleyici potansiyel, ama sonra yaşadığı anlam aşınması yansıtılıyor:

“göçmenlik ve kimlik”
“devlet ve ideolojik rekabet”
“etnik ve sınıfsal farklılıklar”
“kavramların göçü”

30 Temmuz 2025 Çarşamba

İsmail Engin : Alevilik ve Kemalizm [Video]

 

İsmail Engin : Alevilik ve Kemalizm 2'57'' [30.07.2025]


tarih yazımı, kimlik inşası, Aleviliğin konumlanışı, Kemalizm’in etkileri ve sekülerleşme süreçlerinin nasıl biçimlendiğine dair...

a) kimlik inşasında tarihsel zemin arayışı
b) Türk Tarih Tezi
c) Alevilik, Göbeklitepe, Hititler ve kimlik arayışı
d) Kemalizm, laiklik ve Aleviliğin dönüşümü :

İsmail Engin : Alevilik: İnanç mı, Kültür mü? [Video]


İsmail Engin : Alevilik: İnanç mı, Kültür mü?, 2'18'' [27.07.2025]


"Alevilik nedir? "Alevilik - siyaset ilişkisi?" "Devletin Alevisi olmayacağız?" "Belediye Alevisi" “Biz kimiz, neyiz? Ve nereye gidiyoruz?”

Yıllar boyunca bize şunu söylediler: “Alevilik bir kültürdür.”

Evet, inanç değil, kültür... Yıllarca böyle dendi. Folklor… müzik… semah… hepsi güzel, ama işin özü yok sayıldı. Ve bir gün, "Buyrun Kültür Bakanlığı'na" denildiğinde, ayağa kalkıldı, haykırıldı: “Biz kültür değiliz!” :

28 Temmuz 2025 Pazartesi

İsmail Engin : Postmodern Alevi-Oryantalizmi [Video]

 

İsmail Engin : Postmodern Alevi-Oryantalizmi, 2'39'' [26.07.2025]

Nüket Esen - “Güney Batı Anadolu Alevilerinde Dedelerin Değişen Gücü” [1983]
“Oryantalizm ve Edebiyat"
"Aleviliğin yeniden tanımlanması"
"Self-Oryantalizm"
"Alevilik, kültürel bir miras, siyasal bir kimlik alanı mı?

* * *

Postmodern Alevi-Oryantalizmi, eski söylemlerin kimlik soslu yeni ambalajı mı?

Oryantalizm günümüzde sadece eleştirilen bir düşünce biçimi olmaktan çıkmış durumda. Artık kendi karşıtını da kendi içinde üretiyor. Yeni bir yüzle ortaya çıkan bu sürece “rekonstrüksiyon”, yani "yeniden inşa" deniyor:

İsmail Engin : Doğu’nun Hayal Edilişi [Video]

 

İsmail Engin : Doğu’nun Hayal Edilişi, 2'43'' [25.07.2025]


Victor Hugo - Les Orientales [Doğulular] [1829]
Louis Moguer - zamanın muhafızı Yeniçeri [1850]
Thomas Holden kuklalarında Yeniçeri

* * *

Oryantalizm, Batılı sanatçı ve düşünürlerin Doğu’yu anlama - anlatma çabası olmanın ötesinde, onu Batı’nın bakış açısıyla yeniden kurguladığı, görmek istediği Doğu’ya duyulan ilgiyi sanat ve kültür yoluyla dışa vuran bir yaklaşım. Gerçeği yansıtmak yerine, Doğu’yu Batı’nın hayal gücüne göre egzotik, gizemli ve çoğu zaman abartılı şekilde sunuyor.

19. yüzyılın romantik sanat ortamında büyük ilgi gördü. Avrupa’da yükselen “Doğu merakı”, yalnızca resim sanatına değil yazılı eserlere ve gündelik eşyalara, dekoratif sanatlara da yansıdı. Sanatçılar, Doğu’yu hiç görmemiş olsalar bile; gösterişli saraylar, renkli kıyafetler ve esrarengiz karakterlerle süsledikleri tasvirler üretti. Betimlemeler, yalnızca tablolarda değil; masa saatlerinden porselen biblolara kadar birçok objede kendini gösterdi:

27 Temmuz 2025 Pazar

İsmail Engin : Oryantalizm ve Turquerie [Video]

 

İsmail Engin : Oryantalizm ve Turquerie, 2'43'' [24.07.2025]

Sanat tarihinden diplomasiye kadar uzanan zengin bir konu: Oryantalizm... Batı’nın, Doğu toplumlarını — özellikle İslam dünyasını, dillerini, dinlerini ve tarihini — incelemesi. Batı, Doğu’yu çoğu zaman gözlemlediği gibi değil; kendi hayal gücüyle, kendi algıladığı biçimde yansıttı. Bu bakış açısı genellikle egzotikleştirici, romantize edici, ancak ötekileştirici bir tavır taşıdı:

23 Temmuz 2025 Çarşamba

İsmail Engin : Diaspora Aleviliği yahut Göç Eden Alevilerin Aleviliği - Temel Sorunlar [Video]


İsmail Engin : Diaspora Aleviliği yahut Göç Eden Alevilerin Aleviliği - Temel Sorunlar, 2'49'' [23.07.2025]


"Diaspora Aleviliği mi, yeni bir Alevilik mi?" "Ritüel boşalması mı, inanç reformu mu?" "Kurumlar inancı koruyor mu yoksa şekilsizleştiriyor mu?" "Krizdeki Alevilik"

İsmail Engin : Zazalar [Video]

 

İsmail Engin : "Zazalar" 1'48'' [22.07.2025]

21 Temmuz 2025 Pazartesi

İsmail Engin : Ulus Devletin Ruhuna El-Fatiha mı? [Video - Yazı]

 

İsmail Engin : Ulus Devletin "Ruhuna El-Fatiha" mı? 2'49'' [21.07.2025]

https://www.youtube.com/shorts/FwaXV2JBumo

[İsmail Engin] Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına biri Alevi, diğeri Kürt olan iki ismin getirilmesi, yüzeyde kapsayıcı ve çoğulcu bir siyasal jest gibi görünebilir.

Ancak, bu tür atamalar, "pozitif ayrımcılık" görüntüsü altında, kimlik temsili üzerinden işleyen "simgesel bir mühendislik" olarak da okunabilir.

19 Temmuz 2025 Cumartesi

İsmail Engin : Akad Aleviliği ? Alevilik - Bilim İlişkisi [Video]

 

İsmail Engin : Akad Aleviliği ? Alevilik - Bilim İlişkisi" 13'21'' [19.07.2025]

"İnanç, nasıl değiştirilir, dönüştürülür?'
"Alevilikte içeriğin boşaltılması, ideolojinin yükselişi"
"Tartışma üslubu, düşünsel kriz"
"Tarih ile inancın karıştırılması"
"Alevilerdeki karışıklık : Bilim mi, inanç mı?"
"Bilim insanının kimliği?"
"Alevilik çalışmaları : Bilim mi, ideoloji mi?"
"Alevilik bilimselse, Xızır nerede?"

9 Temmuz 2025 Çarşamba

İsmail Engin : Yeniçeriler, Bektaşi Tekkeleri, 8 Temmuz 1826 ve Aleviler [Video]

 

İsmail Engin : Yeniçeriler, Bektaşi Tekkeleri, 8 Temmuz 1826 ve Aleviler, 14'30'' [09.07.2025]

https://youtu.be/AQmE-gtvnro

"Hafıza bilinçli bir şekilde selektif - seçici hâle getirilip dönüştürülüyor mu?" "Üss-i Zafer"de [1826] Es'ad Efendi [ölm. 1848] "Alevi" kavramını nasıl kullandı? Bektaşiler ve Kızılbaşlar arasında fay hattı oluşturulması girişimleri mi var? "Alevi dergâhları Alevilere iade edilmelidir" hangi dergâhlar | tekkeler? ve dahası... * * * Alevi örgütlerinin belli başlı konularda güçlü hafızası olmasına rağmen, 8 Temmuz 1826 tarihini ve bu tarihle birlikte Bektaşilere yönelik idam ve sürgünleri nedense hatırlamadıkları ya da hatırlayamadıkları görülüyor. Oysa, bu tarihten itibaren Bektaşi tekkeleri el değiştirmeye başlamış; bazılarına camiler yapılmış - eklenmiş, Nakşibendi şeyhleri atanmıştı...

7 Temmuz 2025 Pazartesi

İsmail Engin : Yol’a İntisabının 50. Yılında Dedebaba Ali Saka

[İsmail Engin] Kökleri, mübadele öncesi Bektaşi irfanının güçlü damarlarından biri olan Girit Kandiya’ya uzanan, gönül eri Mehmet ve Zeyneb’in oğlu Ali Saka, 22 Eylül 1934’te Manisa’da doğdu.

Hayatının merkezine Hakk – Muhammed – Ali aşkını koyan bu gönül eri, 12 Aralık 1975 tarihinde Mücerret Salih Akdemir Baba’dan nasip alarak Yol’a girdi.

Rehberliğini, o dönemde derviş olan ve daha sonra, 1998 yılında Dedebaba makamına oturan Mustafa Eke yürüttü.

Yol’a ilk adımını attığı günden itibaren bağlılığını hizmetle gösteren Ali Saka, 1977 yılında Manisa’daki evini kapatarak eşi Sıdıka Anabacı ve ailesiyle birlikte Turgutlu Dergâhı’na taşındı.

Mürşidi Mücerret Salih Akdemir Baba Hakk’a yürüyene dek, dergâhın her işinde gece gündüz demeden hizmette bulundu.

29 Ağustos 1981'de Mürşidinin Hakk'a yürümesinin ardından, o dönemde Baba olan Mustafa Eke’ye baş okutarak intisabını yeniledi ve onun dervişi oldu.

2004 yılına kadar Turgutlu Dergâhı’nda dervişlik hizmetini aralıksız sürdürdü.

24 Temmuz 2004 tarihinde Hacıbektaş’ta yapılan erkânda, Mustafa Eke Dedebaba’nın elinden Baba olarak giyindi.

5 Temmuz 2025 Cumartesi

İsmail Engin: Sanatla Yüzleşme – Gerhard Richter ve Birkenau

[İsmail Engin] Eğitilmiş en vahşi canlı, insandır.

İnsan insanı yakar mı? Yakıyor..

Üstelik bunun için doğanın en güzel yerlerinde vahşiliğin en kötü planını dahi yapıyor. Gaz icad ediyor. Deney yapar gibi insanlar üzerinde test ediyor: Ucuza mı mal olur, pahalı mı, yok etmek ne kadar “ekonomik” olur diye ölçüyor. Ardından, insanları çırılçıplak soyuyor; “yıkanma bahanesiyle” gaz odalarına sokuyor, orada su yerine gaz vererek öldürüyor. Ölülerin altın dişlerini söktürüyor. Bunu bile itinayla kayıtlara geçiriyor. Sonra da yakıyor...

Evet, bunlar gerçekten yaşandı.

Milyonlarca insan bu şekilde öldürüldü ve yakıldı.

Bizim gönüllü vatandaşlığını üstlendiğimiz Almanya’nın tarihi bu.

Vatandaşı olduğumuz için bundan artık biz de [çocuklarımız ...] sorumluyuz.

Dolayısıyla bu geçmişle bizler de – ve çocuklarımız da – yüzleşmek, hesaplaşmak zorunda.

Polonya, hâlâ tazminat talep ediyor. “Bu zulmün bir bedeli var”, en az 100 milyar euro “bitte” diyor.

Diğer ülkeler sırada. Ve sadece bizler değil, çocuklarımız da yükümlülük altında... Ve yükümlülük, gelecek kuşakların da omzunda.

Gerhard Richter ve “Birkenau” [2014]

Gerhard Richter, 1932’de Dresden’de doğdu. Alman ressam, heykeltraş ve fotoğrafçı.

1971–1993 arasında Düsseldorf Sanat Akademisi’nde profesörlük yaptı. Berlin Sanat Akademisi üyesi.

Eserleri, günümüzde yaşayan sanatçılar arasında en yüksek bedellere satılan işler arasında. Bazı eserleri için 20 milyon euroya kadar ödemeler yapılıyor.

Sanat, Holokost’u Temsil Edebilir mi?

İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından Almanya’da şu soru yoğun biçimde tartışıldı:

“Holokost sanatta temsil edilebilir mi – edilmeli mi?” Veya “nasıl temsil edilebilir?”

Yaklaşık 6 milyon Yahudi, muhalif, eşcinsel, Çingene ve engellinin sistematik biçimde yok edildiği düşünüldüğünde, birçok sanatçı bu dehşetin sanatsal yollarla anlatılmasını etik dışı – uygunsuz bir girişim buldu. Bazıları Holokost’un sanatla temsilini tamamen – kategorik olarak reddetti.

4 Temmuz 2025 Cuma

İsmail Engin : Futbolun Politik Yüzü: Tribünlerden İktidar Alanlarına

[İsmail Engin] 1989 yılındaydık. Prof. Ahmet Yürür’ün etnomüzikoloji seminerinde, bilgiyle dolu bir atmosferde çalışıyorduk. Hoca, yalnızca anlatmakla kalmıyor; bizden yüksek lisans düzeyinde, yöntemi ve tekniğiyle örülmüş seminer çalışmaları istiyordu. O dönemde arkadaşımız Levent’in futbol sloganları ve müzikleri üzerine yaptığı sunum hâlâ aklımda. Etkileyiciydi; gözümüzü başka bir dünyaya açmıştı.

O sunumla beraber şunu fark ettik:

Futbol, yalnızca bir oyun değil; siyasetin tam merkezinde bir enstrümandı.

Yıllar sonra Almanya’ya geldiğimde, 1936 Berlin Olimpiyatları’nın nasıl bir Nazi propagandası zeminine oturduğunu öğrendim. 1954 Dünya Kupası zaferinin, savaş enkazı altındaki [Batı] Almanya’nın kendine güvenini yeniden inşa ettiğini; Adidas örneğinde olduğu gibi, sporun markalaşma ve ekonomiyle buluşma noktalarını anladım.

İktidar ve muhalefet, spor – siyaset [ideoloji] ilişkisinin hep bir tarafında..

Türkiye’de de sporla siyaset arasındaki ilişki hiçbir zaman kopuk olmadı. Kulüplerin yönetim kurullarında siyasetçilerin yer alması bir tesadüf değil; bu, toplumu şekillendirme siyasetinin bir parçası. İşin içine karmaşık ticari ilişkileri de kattığınızda, ortaya çok boyutlu bir yapı çıkıyor.

Futbol ve siyaset [veyahut ideoloji] ilintisine tipik bir örnek: Gezi’dir. . O süreçte, Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı, muhalif kesimlerin simgesine dönüşmüştü. “Çarşı her şeye karşı” sloganı yalnızca tribünlerde değil, meydanlarda da yankılanıyordu.

Bir diğer çarpıcı örnekse, Amedspor.

Onun hikâyesi, bir futbol kulübü olmanın çok ötesine geçiyor.

2 Temmuz 2025 Çarşamba

İsmail Engin : Gerçeklik ile Algı Arasında CHP ve Kılıçdaroğlu Tartışmaları

[İsmail Engin] Sahte haberlerle siyaset mühendisliği yapılırken, ne yazık ki sessizlik de bu mühendisliğin bir parçasına dönüşüyor.

Gerçeklik ile Algı Arasında CHP Tartışmaları

Son dönemde CHP ve özellikle eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden yürütülen tartışmaların ilginç bir yönü bulunuyor: 

Bu tartışmaların çoğunu CHP’ye oy vermeyen, onu temsil yetkisiyle donatmayan kesimler yürütüyor. DEM Partililer, AK Parti çevresi ve ortakları bu konuda benzer söylemler geliştirmiş durumda. Aralarında adeta sessiz bir uzlaşma var.

Dahası, hukuk eğitimi almış bazı isimlerin, herhangi bir yargı kararı olmadan kişi ve kurumları suçlu ilan etmesi, Türkiye’nin siyasi atmosferinin nasıl bir savrulmaya maruz kaldığını da gösteriyor. Hukuki sınırlar kolaylıkla aşılabiliyor.

Kılıçdaroğlu Kemalist Değil mi?

CHP’yi Kemalist bir parti olarak tanımlayıp, ülkenin tüm sorunlarının kaynağı olarak göstermekten çekinmeyen bazı çevrelerin, aynı partinin eski genel başkanını “Kemalist” olarak görmemesi bir çelişki değil mi?

Kemal Kılıçdaroğlu; milletvekilliği, grup başkanvekilliği ve genel başkanlık görevlerini CHP’de yürütmüş bir isimdir. Parti ile ideolojik ve kurumsal bağları güçlüdür. Dolayısıyla onun Kemalist kimliği tartışma konusu değil, açık bir gerçekliktir.

Ama Kılıçdaroğlu kuşkusuz sadece bu kimlikle sınırlı değildir : Aynı zamanda cuma namazlarına giden, umre yapan, bayram namazlarını kılan, Ramazan orucunu açan, Ahmed Yesevi’yi benimseyen, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu içselleştiren; hem mütedeyyin bir Müslüman hem de “makbul” sayılabilecek “1 Alevi” kimliğine sahiptir.

13 Şubat 2025 Perşembe

İsmail Engin : Alevilikte ve Alevilerde Hızır [Video]

 

İsmail Engin :Alevilikte ve Alevilerde Hızır , 10'34'' [12 Şubat 2025]

https://youtu.be/t02rgzUMqJk

Ḫiżir – Ḫiżr ya da χiḍr yahut el-Hıdır veya el-Hadr; 

O ki: Trakya'da Izır, Dersim'de Xızır, genelde Hızır, her yerde hazır ve nazır... Herkesin ocağına uğrasın; darda kalanın carına yetişsin Hızır. Bozatlı Hızır yoldaşınız ve yardımcınız olsun.. Yolunuz düşerse Samandağ'a, ziyaret edin Hz. Hızır Türbesi'ni veyahut Makamı'nı orada..