Buna göre;
"Alevilik, İslamdır. Hakk-Muhammed-Ali yolunun Kırklar Meclisi'nde olgunlaştığı ve Oniki İmamlarla devam eden; İmam Cafer-i Sadık’ın akıl ölçüsünü rehber olarak alan, Horasan erenlerinin himmetleriyle Anadolu’ya gelen Hazret-i Pîr’le ve ulu ozanlarımızın nefesleriyle hayat bulan inancın adıdır.
Alevilik inancı, hayatın amacını insanın ham ervahlıktan çıkarak insan-ı kâmil olup özüne dönmek olarak tanımlar. Bunun için de; Mürşid, Pîr ve Rehber huzurunda ikrar verilerek Dört Kapı Kırk Makam aşamasından geçilir. İnancımızın uygulandığı mekân cemevidir."İlgili tanımı da kesintisiz veren ilk haber, "Dedeler Şurası toplanacak" başlığıyla Ünal Öztürk imzasıyla kaleme alındı ve 24 Mayıs 2005 günlü Hürriyet Gazetesi'nin Avrupa Baskısı'nın 19. sayfasında yer aldı...
Son tartışmaları gözeterek, yıllardır konuyla yakınen ilgilenen biri olarak ve yukarıdaki tanımdan yola çıkarak, şunu - ilk ve son kez - ifade edeyim:
a) Tanımdan ilk cümle çıkarıldığında, Hakk-Muhammed-Ali yolu ile ilgili tartışmalara bakıldığında, "O Ali, bizim Ali'miz değildir"e doğru bir evrilmeyle İslam-dışı bir Aleviliğin yolunu açan tartışmalar başlar.
b) Tanımın içinden ilk cümle çıkarıldığında ve yerine "Alevilik İslamın batîni yorumudur" ibaresi konulduğunda, tasavvufi bir niteliğe bürünür ve muhtemelen "tarikat" olduğu sonucuyla karşılaşılır ve neticede Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaklaşımıyla da bir şekilde örtüşülür. Burada şu da belirtilmelidir: Sünni ve Şii tarikatler "İslamın batîni yorumudur"...
c) Tanımın içine Ahmed Yesevi bir şekilde ilave edilirse; örneğin, "Ahmed Yesevi ve Horasan erenlerinin himmetleriyle" denilirse, Orta-Asya Türklüğüne atıf yapılır; tanımda, "Türklük" motiflerinin baskın olduğu öne çıkar.
d) Tanımın içine el-Kürdî olarak da anılan Ebu'l Vefâ bir şekilde eklenirse; örneğin, "Ebu'l Vefâ ve diğer Anadolu erenleriyle" denilirse, Mezopotamya'ya ve Kürtlere atıf yapılır; tanımda, "Kürtlük" motiflerinin baskın olduğu öne çıkar.
e) Tanımın içine, "dede huzurunda ... icra edilen İslam inancının adıdır" diye bir ekleme yapıldığında; "Babalar", "Mürebbiler", "Dikme" Dedeler huzurunda ... icra edilen dini pratiklerin ve neticede bir şekilde Hacıbektaş Tekkesi'nin de hükümsüz olduğu sonucuyla karşılaşılır...
Nereden baktığınız, neyi ekleyip çıkardığınız konu üzerindeki tartışmalarda "aidiyet"i(nizi) belirliyor... [İsmail Engin - @kanalkultur]
Konuyla ilgili 4 Mart 2016 günlü bir değerlendirme için bkz. Hangi Alevilik, Hangi Aleviler?: Avusturya’da Aleviler Niçin Yürüdü?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder