Bu Blogda Ara

Tatarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tatarlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ağustos 2014 Cuma

Ön-Asya Etnografyası - Köseler'de Gelin Elbisesi (~ 1960)

Ön-Asya Etnografyası
- Geleneksel Kültürde Kadın:
"Köseler'de Gelin Elbisesi"
- Köseler, Kıbrıscık - Bolu (~ 1960)
/ Havva & İsmail Engin koleksiyonu

Köseler'de Gelin Elbisesi: Gelinin ayaklarında lastik mes vardır. Kırmızı basmadan uzun 'gök' veya yeşil renkli ipekli bir entarinin üzerine 3 etekli 'bindallı' ve onun da üzerine 'firmani' giyer. Saçı ince örgülüdür. Başında dört köşeli fesli takke, 'depellik' bulunur. Buna 'çember çalı' da denir. Onun üzerine 'gök' veya yeşil çember ile kenarları dikilmiş 'kırmızı ipekli' bağlanır. 'Kırmızı ipekli' ön tarafta, 'gök' veya yeşil çember orta tarafta olmalıdır... Alında 'pullu' denilen boncuk ve pulla kaplı, ortası 'aynalı' bez bağlıdır. Bunların ardından başlığın üzerine de pullarla ayyıldız süslemeli, beyaz patiskadan 'çar' denilen bir örtü örtülür...

Köseler Köyü, Sünnidir.

Köy halkının kökenleri Kırım Tatarlarına veya Kırgızlara dayanır...

Köyde 'tay-geldi', 'paralel kuzen', 'çapraz kuzen' evlilik türlerine rastlanır.

'Cemaat tipi' aile egemendir...

21 Şubat 2014 Cuma

Ön-Asya Etnografyası - Köylerimiz: Dobruca'dan Ankara'ya, Eski Bir Tatar Köyü - Ballıkpınar

Ballıkpınar [Köyü] - Gölbaşı, Ankara (1968)
/ Havva & İsmail Engin koleksiyonu

KanalKultur] - Kökenleri Kırım'a uzanan; Romanya'nın Dobruca [(Rumence: Dobrogea; Bulgarca: Dobrudja, Добруджа] yöresinden sökün edip Türkiye'ye İç Anadolu'ya, Ankara yöresine ulaşan Müslüman Tatarların oluşturduğu bir yerleşim birimi Ballıkpınar.

Kuzey Dobruca, 93 Harbi'nin akabinde; 1878'de imzalanan Berlin antlaşmasından sonra oluşan Romanya idaresine bağlandı. Burada azınlıkta kalan ve Türk unsurları olarak görülen / nitelenen Müslüman Tatarlar siyasi haklarından yoksun kaldı; Rumenceyi öğrenmede büyük sıkıntılar yaşadı.

Kuzey Dobruca'daki Müslüman Tatarların bir kısmı, gemilerle Köstence [Rumence: Constanța], Varna [Bulgarca: Варна], Balçık [Bulgarca: Балчик] ve Kavarna'ya [Bulgarca:  Каварна]; bir kısmı İstanbul, Sinop, Sansun, Zonguldak iskelelerine ulaştı.... Zaten sürekli göçler, Dobruca'nın yazgısı.

Ruslarla Osmanlılar arasındaki savaşlarda Dobruca'nın çoklukla el değiştirmesi; 15. yüzyıldan beri ahalisinin büyük çoğunluğunu oluşturan Müslüman Tatarların yağma, kundaklama ve baskınlar neticesinde sık sık Osmanlı ordusuyla birlikte güneye çekilmelerine yol açmış. Onların bir kısmı barış dönemlerinde tekrar Dobruca'nın kuzeyine dönmüş; dönmeyenler ise Rumeli'de ve orada kalmayanlar Anadolu içlerinde yerleşmiş. Tabii ki bunlar; tifo, tifüs, dizenteri ve uyuz gibi hastalıklardan da sağ kalanlarmış...

Dobruca'da henüz yok olmamış harabeler veya daha kırıl(a)mamış mezar taşları, tarihin ve göçlerin; ora(lar)da kimlerin yaşadıklarının ve göçlerin yol güzargahlarının tanıkları; savaşlardan, mübadelelerden, yangınlardan, yıkımlardan nasibini almış "göçmenlerin" abideleri olarak duruyor...