Avusturya’da Avusturya ABF öncülüğünde oluşan “Alevi
Diasporası”nın ilk hukuki sınavı başarısızlıkla sona erdi. Aleviliğin “özgün
inanç” olarak tanınmasını ve bunu savunan kurumun da “inanç toplumu” olarak
Alevileri temsil edebilmesi için yürütülen dava – beklediğim üzere –
Avusturya ABF’nin aleyhine sonuçlandı. Söz konusu dava, daha önce de
vurguladığım gibi AİHM’ye gidecek. Orada görülecek davada – ki o kimlik tanınma
problematiği üzerine kurgulanacak – Avusturya ABF’nin kazanma ihtimali hayli
yüksek:
Alevi Arşivi, Almancılar, göçmenlik ve kültüre dair... | twitter: @kanalkultur | instagram: ismailenginhd | facebook: kanalkultur
Bu Blogda Ara
31 Ocak 2019 Perşembe
27 Ocak 2019 Pazar
Alevi Diasporası Avusturya’da Oluştu
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Başkanı Hüseyin Mat, 25 Ocak 2019 günü Viyana Adalet Bakanlığı önünde yaptığı konuşmada, “Haklıyız. Alevilik haktır, vardır, kendine özgü inançtır. (...) Bizim kutsalımız yaratmış olduğumuz örgütümüzdür, kurumumuzdur, biraraya gelmemizdir” diyor:
24 Ocak 2019 Perşembe
Avusturya Alevilerinin İslam – İçi / İslam - Dışı Davası ve Alevi Diasporası
Bir süreden beri, Avusturya’da Viyana Yüksek İdari Mahkemesi’nde devam eden, Aleviliğin İslam – içi ve İslam – dışı anlayışları arasında süren, “İslam Yasası” şemsiyesi altına girmek istemeyen, yasa nezdinde “İslami bir mezhep” nitelenmesine karşı çıkıp Aleviliği “özgün inanç” olarak “tanımlayan” Avusturya ABF’nin başvurusunu içeren dava, karar aşamasına gelmiş:
22 Ocak 2019 Salı
(Sözel) İnancın – bazılarının orijinali olmayan – (Yazılı) Kaynakları
CHP’den istifa eden Hacıbektaş’ın hâlihazırdaki Belediye Başkanı sayın Ali Rıza Selmanpakoğlu, önümüzdeki yerel seçimlere “bağımsız” Belediye Başkanı Adayı olarak gireceğini açıklamış. En büyük icraatı, Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’nin tarihini değiştirmek olduğu, yakın dönem Alevi tarihini bu şekilde dumura uğrattığı için, ona “kırmızı kart” gösteriyor; her zamanki gibi, “Recai Aksu” diyorum:
Buyruk – Kimi Eserler Bibliyografyası
Doğan Kaplan 2008 yılında “Buyruklara Göre Kızılbaşlık” başlıklı doktora tezini sunuyor. Buna göre, Sefer Aytekin tarafından günümüz Türkçesine çevriliyor, ilk kez. “Tahtacı Buyruğu” olarak da biliniyor; zira Tahtacılar arasında bulunan ve İzmir nüshasından yapılan çeviriyi içeriyor. Orijinal adı “Hâzâ Menâkıb-ı İmam Cafer Sadık kaddesallahu sırrahu’l-aziz”. Sefer Aytekin kısaca “Buyruk” adını vererek yayınlıyor:
21 Ocak 2019 Pazartesi
Tahtacı Türkmen Alevileri İnanç Boşluğu Girdabına Giriyor...
Ümmü Bulut, 2014 yılında Tahtacılar üzerine “Sosyolojik Açıdan Tahtacı Grupların Araştırılması (Muğla Örneği)” başlıklı bir ampirik çalışma yapıyor. Çalışma, Türkmen Alevileri Tahtacıların inanç ve, kültür alanında yaşadığı “değişimler dönüşümler”in neler olduğunu irdeliyor:
20 Ocak 2019 Pazar
Dava Öncesi Avusturya Alevilerinden Ardı Ardına Açıklamalar Var...
Geçtiğimiz günlerde, Avusturya Alevi İnanç Toplumu (ALEVI) İnanç Kurulu Başkanı Yüksel Bilgin ile ALEVI İcra Kurulu Başkanı Hasan Ayık “Hak-Muhammed-Ali yol ve öğretisine sahip çıkma” çağrısı yapıyor. Çağrıya uyan 85 Dede ve Ana, 19 Ocak 2019 günü Viyana Şah Hatayi Cemevi’nde biraraya geliyor. Öte yandan, Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu da Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’yla birlikte “Avusturya'da Zorunlu İslamlaştırmaya Hayır!!! Alevilik vardır! Alevilik Haktır! 25.01.2019 tüm bileşenlerimiz ile cem oluyoruz...” diyor:
Liberal Aleviler ve Yeni Gençlik Hareketi – Geleceğe ve Geçmişe Yönelim
1990’larda Alevilik kamusal alana taşınır,
Aleviler kimlik sorununu dışarıya yansıtırken, buhrandaki Türkiye “Sol”u
Aleviliği “yeniden keşfediyordu”. Bu meyanda ünlü liberal söylem “bırakınız
yapsınlar, bırakınız geçsinler”, yeni bir biçimle Aleviliğe aşılanıyor ve 2000’li
yılların düsturu haline geliyordu: “Bırakınız herkes Aleviliği kendince,
istediği ve bildiği gibi yaşasın!” “Sol” liberalleşirken “Aleviliği
dönüştürüyor”du:
19 Ocak 2019 Cumartesi
Hızır ve Hızır Orucu
Hollanda’dan Davut Sever Dede, 2019 yılı “Hızır Orucu” tarihlerini veriyor:
15-16-17 Ocak / 22-23-24 Ocak / 29-30-31 Ocak / 05-06-07 Şubat / 12-13-14
Şubat. Davut Dede, “Hızır Orucu üç gün tutulur. Yukarıda gösterildiği gibi kim
hangi tarih ve haftada Hızır Orucunu tutarsa tutsun kabul”dür, “bu günler salı,
çarşamba ve perşembe günleridir” diyor:
18 Ocak 2019 Cuma
Yeni Köleler...
İdeolojiler dine dönüşürken, ideologlar kendi
dinlerini kuruyor. İdeolojinin savunurları – taraftarları, artık bu “dinlerin”
biatçıları – müridleri. İdeolojinin “fonksiyonerleri”, yeni “tebliğciler”
olarak biatçılarının veya müridlerinin “iman”larının çerçevesini çiziyor...
Lidere “tapınma kültü” Tanrılaştırılmış bir şekilde karşımıza çıkıyor:
17 Ocak 2019 Perşembe
Aleviliği Tanımlamada Yeni Trend
“Ne İslamın içinde, ne İslamın dışında”... İçinde değil, İslam elbisesine sığmaz; dışında değil, ondan etkilenmiştir. Yani, kendine özgü... Yeni trend bu! Uzlaşmacı. Keskin değil. Lakin tanım değil, tanımlamıyor – betimlemiyor. Öte yandan, bu açıklama, din ve dinler tarihi açısından birşey ifade etmiyor:
15 Ocak 2019 Salı
Aleviler AB’ye İlgilerini Azaltıyor?
Alevilik “messenger”lar aracılığıyla çet
odalarında da yürütülüyor. Umuma açık odalar bunlar. Çetçiler arasında cem
bağlanıp, semahlar dönülüyor. Dedeleri var, dikme veya ocakzade olup olmaması
önemsiz; mp3 zakirleri her daim hazır. Tevhidler, deyişler, arada da “klam”lar:
14 Ocak 2019 Pazartesi
Aleviler Arasında Oluşması Muhtemel Dip Dalganın Fay Hatları
49 temsilci ile 12-13 Ocak 2019 tarihlerinde Alevi Düşünce Ocağı ve Elazığ Cem Kültür Vakfı tarafından ortaklaşa yapılan “Anadolu Alevi Buluşmaları – Elazığ” toplantısının sonuç bildirgesinde, “Cemevlerinin imar barışı çerçevesinde yapı kayıt belgelerinin ilgili bölümlerinin ‘ibadethane’ olarak tescili için girişimde bulunmaları gerektiği” ifade ediliyor. Ayrıca, “Ali’siz Alevilik söyleminin inançlı Alevilerin gündeminde olmayan bir konu” olduğu vurgulanıyor. “Cemevi mimarisinin oluşamadığı konusuna vurgu yapılarak hiç değilse cemevlerinin bir ortak sembol geliştirerek tanınırlık sağlanmasının önemi” üzerinde duruluyor:
Alevi Dili ve Söylemi de Değişti: Hızır Paşa’dan Hınzır Paşa’ya
“Canlar” artık “birbirlerine” “Hızır Paşa” o da yetmezse “Hınzır Paşa”
diyorlar. Gençler ve çocuklar bunu “örnek” alıyorlar:
11 Ocak 2019 Cuma
Alevi Öğrenci ve Velilerin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerine Bakışları
Öğrencilere “Sizce Aleviliğin İslam inancıyla bağı aşağıdakilerden hangisidir?” sorusu yöneltiliyor: Yüzde 15’i “Aleviliğin İslam inancıyla hiçbir bağının olduğuna inanmıyorum”, yüzde 61’i “Alevilik İslam inancının farklı bir yorumudur”, yüzde 22’si “Alevilik ve İslam konularında bilgi sahibi değilim” seçeneklerine yöneliyor ve yüzde 2’si bu soruya cevap vermiyor:
10 Ocak 2019 Perşembe
Abdallarda Sünnileşme – Alevilerdeki İbret Verici Dinsel Değişim
Ursula Reinhard, 2001’de yayınlanan “Die Musik der Alewiten” adlı makalesinde “Günümüzde âşıkların deyişleri, 15.-16. yüzyıldan kalan Hatayi (Şah İsmail) ya da 16. yüzyıldaki Pir Sultan Abdal kaynaklı olsalar da en eski Avrupa notasıyla yazılmış deyişler – nefesler, 17. yüzyıldandır. Bunlar, Ali Ufki ya da gerçek adıyla Polonyalı bir savaş esiri olan Albert Bobovsky tarafından notaya alınmıştır.” diyor:
7 Ocak 2019 Pazartesi
Yeni Alevilik Deklarasyonu ile Orthodoxie ve Heterodoxie Kavramları
Bildiriyi ciddiye alıyorum ve irdeliyorum. Aleviliği Göbeklitepe’ye ve Hititlere indirgeyenlere de dikkat kesiliyorum, “saçmadır” deyip kestirip atmaktansa, ne demek istediklerini ve niçin böyle dediklerini ise anlamaya çalışıyorum. Dogmaları sınamadan, önyargıları yıkmadan; sadece kızabiliriz! Ancak, anlayamayız:
Geleneksel Alevilik mi? – Alevi ve / veya Alevilik Geleneği mi?
Bir yandan gelenek – modernite çatışması yaşarken, diğer yandan moderniteye uygun yeni gelenek oluşuyor: “Geleneksel Alevilik mi?” yoksa “Alevi ve / veya Alevilik geleneği mi?” Bugünün yenisi, yarının geleneği değil mi? 14. yüzyılda Pir Sultan veya Hatayi yoktu:
5 Ocak 2019 Cumartesi
Avusturya Alevilerinin Davası Hakkında Düşünce: Bir Komplo Teorisi Yazdım
Muhtemelen dava Avrupa İnsan Hakları mahkemesi’ne gidecek. O halde, hazırlık AİHM için. Amaç, iç hukuk yollarının tüketilmesi... Bu bağlamda, hukuken AİHM’de bir şey çıkacağını düşünüyorum:
4 Ocak 2019 Cuma
Alevilerin / Aleviliğin Bölünmesi - Ayrışması Davası
Ne dersiniz? Açıklama yapacak mı? Bence yapmayacak. Muhtemelen destekledi... “Desteklemedim” diyebilecek mi? Muhtemelen hayır! O halde, diğeri “ben bundan destek almadım” diyebilecek mi? Hayır! Ne diyebiliyor? “Bağımsızım”! Mektubu veren neden açıklama yaptı? İş üstünde yakalandı. Ve acemi. Diğeri, pişmiş – kırk kaynamış. Tecrübeli:
Çelebi Postnişinlerin Açıklamasına Bir Değinme
Recai Aksu, Hacıbektaş Belediye Başkanlığı’na layık bir isimdir. Değişik görüşte ve kesimlerdeki Alevilerden destek alabilen ender insanlardan biridir. Ayrıştırıcı değil, bütünleştiricidir. Ve inanan, inandığı gibi yasayan; yardım eden, yardımlarını söylemeyen bir Candır. Dosttur. İnsanın doğumundan ölümüne değin yanındadır. Emekleri çoktur. Hatırlatmak isterim:
3 Ocak 2019 Perşembe
Cem Vakfı Açıklama Yapmalı
Cem Vakfı Avusturya’da var olan Alevi
kurumlarından birine destek verip vermediği konusunda açıklama yapmalı; zira
Avusturya ABF’nin tanınması için yapılan mahkemeye sunulabilecek en önemli
belgelerden biri bu çevreden geliyor (muhtemelen AİHM’ye gidecek davanın) ve
bir makale:
Hacı Bektaş Veli Dergahı Çelebiler Postnişinlerinden Açıklama Var!
Çelebiler; “Ali’yi bilmeyen kendini Ali bilir” “‘Ali dindir, Ali iman’: Ne dinimizi ne ima-nımızı müflis tüccar gibi pazara sürmeyiz.” diyorlar ve İmam Hüseyin’den – “Hüseyni Duruş”tan söz ediyorlar: “(...) yeni Alevilik tanımlamasına girmeye çalışanlar mevcuttur” saptamasını; “Birileri de Serçeşme’yi taraf olmakla itham etmektedirler. Tarihte hep taraflar ve taraf değiştiren hariciler olmuştur. (...) Pirincin içinde beyaz taşlar; geçmişte de varlardı, şimdi de varlar, gelecekte de var olacaklardır. Serçeşme taraftır: Hakk’ın birliğine Hünkar’ın Pirliğine taraftır.” vurgusunu yapıyorlar:
2 Ocak 2019 Çarşamba
DİB ve Aleviler: Namaz
Kaygusuz Abdal’ın yazdığı “manzum+mensur” karışık eserleri arasında değerlendirilen “Dil-güşâ” adlı eseri, “Alevî-Bektaşî Klasikleri Dizisi”nin 10. yapıtı. Eser, Türkiye Diyanet İşleri Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun “Takdim”iyle yayınlanıyor. Eserin orjinal metnini oluşturan yazmayı Veliyettin Hürrem Ulusoy veriyor:
1 Ocak 2019 Salı
2019 Böyle Başladı... Gülriz Sururi de Aramızdan Ayrıldı...
Usta bir tiyatro oyuncusu olmasının yanı sıra, Hilmi
Kurtuluş’un da (1983) belirttiği üzere, “Direklerarasını Günümüze Getiren
Sanatçı: Gülriz Sururi”; “Tiyatrocudan Tiyatrocuların Ti-yatrosu” [Hürriyet
Gösteri, 132 (1991):18 - 20] konusunda kaleme aldığı makalenin yanı sıra, “Kıldan
İnce Kılıçtan Keskince” (1979), “Biz Kadınlar” (1992), “Bir An Gelir” (2003), “Gülriz’in
Mutfağından” (2003), “Girmediğim Sokaklarda” (2003), “Seni Seviyorum” (2004), “Zefiros:
Ebedi Gençlik Rüzgarı” (2016) adlı yapıtların da yazarıydı:
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)