Bu Blogda Ara

4 Kasım 2025 Salı

İsmail Engin : AB’den Türkiye’ye 2025 Eleştirisi - Din Özgürlüğü, Ayrımcılık ve Azınlık Haklarında Yetersiz İlerleme

[İsmail Engin] Avrupa Komisyonu’nun 4 Kasım 2025’te Brüksel’de yayımladığı, İngilizce toplam 114 sayfalık [112 + 2] Türkiye 2025 Raporu [Avrupa Parlamentosuna, Konseye, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesine ve Bölgeler Komitesine Sunulan Komisyon Bildirimi : AB Genişleme Politikasına İlişkin 2025 Bildirimi], Ankara’nın insan hakları, din özgürlüğü ve azınlıkların korunması alanlarında sınırlı ilerleme kaydettiğini ortaya koyuyor.

Komisyon, nefret söylemleri, ayrımcılık ve azınlıklara yönelik saldırıların devam ettiğini bildiriyor.

Din veya İnanç Özgürlüğünde Hukuki Güvenceler Var, Uygulamada Eksiklikler Sürüyor

Rapora göre; Türkiye'de, din veya inanç özgürlüğü konusunda genel olarak yeterli yasal güvenceler olsa da, bu hakların fiilen korunmasında ciddi eksiklikler bulunuyor; düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün durumunun iyileştirilmesi gerekiyor.

Gayrimüslim ve Alevi topluluklarının tüzel kişiliklerinin tanınmaması ve ibadethanelerinin yasal statüsünün olmaması, çözülmemiş sorunlar arasında yer alıyor.

Türk eğitim sistemi, çeşitli din, mezhep ve inançlara karşı tarafsızlığı ve tarafsızlığı hâlâ garanti edemiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına rağmen zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde gerekli düzenlemelerin yapılmadığı kaydediliyor.

Raporda, ayrıca azınlık ibadethanelerine yönelik vandalizm eylemlerinin sürdüğüne, Gazze’deki çatışma bağlamında bazı üst düzey yetkililer ve medya organlarının antisemitik ifadeler kullandığına dikkat çekiliyor.

Dini azınlıklara yönelik nefret suçlarının etkili bir şekilde soruşturulması gerektiği üzerinde duruluyor. [s. 34-35]

Ayrımcılıkla Mücadelede Yetersiz Kurumsal Yapı

Komisyon, ayrımcılıkla mücadeleye ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin AB standartlarının gerisinde kaldığını; eşitlik kurumlarının kapasitelerinin iyileştirilmesi gerektiği belirtiyor.

Nefret suçu ve nefret söylemi mevzuatının Avrupa müktesebatıyla uyumlu olmadığına vurgu yapılıyor.

Raporda, etnik köken, din ve cinsel yönelim temelinde ayrımcılık vakalarının sürdüğü, nefret suçlarına ilişkin mevcut yasaların savunmasız grupları yeterince koruyamadığı ifade ediliyor.

Kürtlere, Hristiyan ve Yahudi azınlıklarla Suriyelilere yönelik nefret saldırılarının devam ettiğine; Alevilerin de benzer saldırılara maruz kaldığına dikkat çekiliyor. [s. 37]

Azınlıkların Korunmasında Süregelen Boşluklar

Avrupa Komisyonu, Türkiye’de azınlık haklarının korunmasına yönelik yasal ve kurumsal eksikliklerin devam ettiğini kayda alıyor.

Suriyeliler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve Alevilerin nefret söylemi ve saldırıların başlıca hedefleri arasında olduğu, ve ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor.

Suriye’deki gelişmelerin ardından, Esad rejiminin devrilmesinden ve Alevilere yönelik saldırılardan sonra kamu görevlileri ve siyasi aktörler de dâhil olmak üzere Alevilere yönelik nefret söylemlerinde artış gözlendiği; ayrıca, okul ders kitaplarında yer alan ayrımcı ve aşağılayıcı ifadelerin kaldırılması yönünde herhangi bir adım atılmadığı belirtiliyor. [s. 40-41]

AB: “İnsan Haklarında Daha Güçlü Reformlar Gerekli”

Komisyon, Türkiye’nin AB standartlarına uyum sağlayabilmesi için insan hakları, din özgürlüğü ve azınlıkların korunması alanlarında kapsamlı yasal reformlar yapması gerektiğini savunuyor.

Brüksel, nefret suçlarının etkin biçimde soruşturulması, ayrımcılıkla mücadele kurumlarının güçlendirilmesi ve eğitim sisteminde tarafsızlığın sağlanması çağrısında bulunuyor. | @ismailenginhd [04.11.2025]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder