[İsmail Engin] İzlediğim kadarıyla "Alevi Bektaşi Federasyonu Kadın Meclisi 1. Kadın Konferansı" "Yol'umuzda Vardık, Varız, Hep Var Olacağız" mottosuyla ve başarılı bir organizasyonla gerçekleştirildi.
Kadın, sesini bir süredir çıkarıyor. "Gelinlik etme"den, makus kaderinden kurtulmaya çalışıyor.
Yeri mutfak değil. Ki, derneklerde mutfakta görmeye aşinayım.
Yönetici yeni yeni oluyor. Kotadan değildir umarım.
Derneklerde en çok oyla seçilip yönetim kurulu üyesi kalmaya razı olmamalıdır kadın, derim. Ki, "Fatma Ana" "Adem"den öncedir.. Böyle değerlendirilir.
O halde, örneğin: Çatı kurumuna Almanya'da da bir kadın başkan yaraşır. Ve Berlin'de Cemevine elbette. Türkiye'de Mersin Cemevine de.. Dergâhlara ve vakıflara.. Neden olmasın? Kadın için feragat etmeli koca koca adamlar, "Fatma Ana, Adem'den önce"yse.. Sözde değil, özde...
Eşbaşkanlığa razı olmamalı, kadın. Başkan olmalı Başkan!..
Analar var cem yürütüyor. Dinî önder oluyor. Bu, henüz yeterli değil.
Ne zaman "mürşid" ve / veya "pir" olursa, o zaman hak ettiği yeri alır, diye düşünüyorum. İnanç Kurullarına başkanlık etmeli kadın.. Ki, "Kadıncık Ana" mürşid olarak telâkki ediliyorsa..
Ve kuşkusuz Hacıbektaş'ta "Postnişin"se.. Tarihi önemine kavuşmuş demektir!
Mitos, gerçeğe dönüşsün. Şimdi tam zamanı.. Neden olmasın?
İnançsa inançta var. Gelenekse gelenekte, tarihse tarihte var... Devrimcilikse, değişimse o da "demokratik hareket"te var..
Kadın hareketi yeni henüz, ama hoşgeldi.. | @ismailenginhd [04.02.2024]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder