[İsmail Engin] Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Alevi açılımı ve bu kapsamda Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin son açıklamaları, Alevi örgütlerinin önemli bir kısmını hazırlıksız yakaladı.
Bahçeli’nin çıkışı, özellikle “Alevi-İslam” kavramını önceleyen bir yaklaşımla dikkat çekiyor.
"(...) Alevi-Sünni bloklaşmasını siyasi ve ideolojik dürtülerle süreklilik içinde tahrik ve tahkim etmeye kalkışan Türk ve İslam muhaliflerinin kara kampanyasıdır. (...)Bir defa şu hususu açık yüreklilikle söylemek mecburiyetindeyim:İşin özünde hepimiz Müslüman değil miyiz?Hepimizin Allah’ı bir, Peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir, itikadı bir değil mi?Hepimiz Türk milletinin onurlu ve şerefli mensupları değil miyiz?Aramıza duvar örmek, set çekmek, aşılmaz bariyerler dikmek için satıhtaki yapay etnik ve mezhebi ayrılıklar kimi mihraklar tarafından silah gibi kullanılmadı mı? (...)Yetmedi mi maruz kaldığımız sosyal ve siyasal maliyetler?Yetmedi mi yanlış anlamalar ve peşin hükümler? (...)Gönül rahatlığıyla, vicdan huzuruyla, dahası samimiyetle diyorum ki, hem Alevi’yiz, hem Sünni; hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz. (...)Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir.Onların her sorunu bizim de sorunumuz, onların her isteği bizim de isteğimizdir.Aleviliği asıl mecra ve muhtevasından kopartıp inanç ve kültür alanından çıkartanlar, bundan tehlikesi siyasi mevzi haline dönüştürmeye çalışanlar büyük bir yanlışın failleridir.Cami ne kadar bizimse Cemevi de bizimdir.Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam’ın mükellefiyetleri de bizimdir.Tabulara sığınmanın, suni gerginlikleri ve korkuları diri tutmanın, insan ve inanç haklarına kapalı durmanın hiçbir sonu ve sonucu yoktur.Geldiğimiz bu aşamada diyeceğim şudur: Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir.Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin Cemevini ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazımdır. (...)"