Bu Blogda Ara

14 Ekim 2025 Salı

İsmail Engin : MHP’nin Alevi Açılımı ve 1989 Aleviliğin Yeri Bildirgesi - Alevi İslam Çerçevesinin İzinde Yeni Bir Yönelim

[İsmail Engin] Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Alevi açılımı ve bu kapsamda Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin son açıklamaları, Alevi örgütlerinin önemli bir kısmını hazırlıksız yakaladı.

Bahçeli’nin çıkışı, özellikle “Alevi-İslam” kavramını önceleyen bir yaklaşımla dikkat çekiyor.

MHP lideri, mezhep temelli ayrılıkları reddederek şu ifadeleri kullanıyor:
"(...) Alevi-Sünni bloklaşmasını siyasi ve ideolojik dürtülerle süreklilik içinde tahrik ve tahkim etmeye kalkışan Türk ve İslam muhaliflerinin kara kampanyasıdır. (...)
Bir defa şu hususu açık yüreklilikle söylemek mecburiyetindeyim:
İşin özünde hepimiz Müslüman değil miyiz?
Hepimizin Allah’ı bir, Peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir, itikadı bir değil mi?
Hepimiz Türk milletinin onurlu ve şerefli mensupları değil miyiz?
Aramıza duvar örmek, set çekmek, aşılmaz bariyerler dikmek için satıhtaki yapay etnik ve mezhebi ayrılıklar kimi mihraklar tarafından silah gibi kullanılmadı mı? (...)
Yetmedi mi maruz kaldığımız sosyal ve siyasal maliyetler?
Yetmedi mi yanlış anlamalar ve peşin hükümler? (...)
Gönül rahatlığıyla, vicdan huzuruyla, dahası samimiyetle diyorum ki, hem Alevi’yiz, hem Sünni; hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz. (...)
Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir.
Onların her sorunu bizim de sorunumuz, onların her isteği bizim de isteğimizdir.
Aleviliği asıl mecra ve muhtevasından kopartıp inanç ve kültür alanından çıkartanlar, bundan tehlikesi siyasi mevzi haline dönüştürmeye çalışanlar büyük bir yanlışın failleridir.
Cami ne kadar bizimse Cemevi de bizimdir.
Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam’ın mükellefiyetleri de bizimdir.
Tabulara sığınmanın, suni gerginlikleri ve korkuları diri tutmanın, insan ve inanç haklarına kapalı durmanın hiçbir sonu ve sonucu yoktur.
Geldiğimiz bu aşamada diyeceğim şudur: Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir.
Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin Cemevini ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazımdır. (...)"
Bu açıklamalar, MHP’nin “Müslüman ve Türk kardeşliği” temelinde bir söylem geliştirdiğini; Alevi toplumunu bu eksende kapsama çabasında olduğunu gösteriyor.

Tarihsel Zemin: 1989 “Aleviliğin Yeri” Bildirgesi

MHP'nin bugünkü söylemi, 1989 yılında Almanya’daki Hamburg Alevi Kültür Grubu tarafından düzenlenen “Alevi Kültür Haftası” çerçevesinde yayınlanan “Aleviliğin Yeri” bildirgesini hatırlatıyor.

13 Ekim 2025 Pazartesi

İsmail Engin : Türkiye Barış Konferansı – Berlin 2025

[İsmail Engin] Geçtiğimiz günlerde Alevi camiasında iki önemli gelişme, dikkat çekici tartışmalara yol açtı:

İlk olarak, hükümete muhalif yayın politikasıyla bilinen Tele1 televizyon kanalının ve Alevi kimliğiyle öne çıkan sahibi Merdan Yanardağ’ın, Alevilerin bir kesimine yönelik eleştirel değerlendirmeleri gündeme geldi. Açıklamaların ardından bazı çatı örgütleri hızla bir kınama bildirisi yayımladı. RTÜK, bu gelişmeler üzerine, Tele1 hakkında ivedilikle inceleme - soruşturma başlattı. Öte yandan, aralarında Alevi toplumunun tanınmış isimlerinin de bulunduğu bir grup da Yanardağ’a destek vermek amacıyla imza kampanyası yürüttü.

İkinci olay, sanatçı Erdal Erzincan’ın ibadet diliyle ilgili yaptığı bir değerlendirme üzerine patlak verdi. Erzincan, bu açıklamaları nedeniyle tehditler aldığını belirtmek zorunda kaldı. Serçeşme ile bağlantılı sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamalarla ortam yatıştırıldı.

Bu tartışmaların gölgesinde, DEM Partisi, CHP ve EMEP’ten siyasetçilerin yanı sıra Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) ve BAT temsilcilerinin katılımıyla Berlin’de bir Cemevi’nde “Sözümüz Var” temasıyla "Türkiye Barış Konferansı – 2025" düzenlendi.

Yeni Dönemin Ana Aktörleri

2025 itibarıyla Türkiye siyasetinde alışılmadık bir denge şekilleniyor. Daha önce “terörist” veya “ayrılıkçı” olarak nitelendirilen bazı figürler artık “âkil” ya da “kurucu önder” sıfatlarıyla anılıyor. Bu dönüşümün sembol isimlerinden biri, İmralı’daki hükümlü.

İmralı'daki hükümlü, Serxwebûn dergisinin Mayıs 2025’te yayımlanan 521. sayısında, 25 Nisan tarihli “Perspektif” başlıklı yazısında Kürdlüğü ve Kürd sorununu ele alırken Alevilik ve Dersim üzerine yaptığı açıklamalarla yalnızca siyasi değil, kültürel ve tarihsel zeminde de radikal bir yeniden tanımlama sürecinin sinyallerini veriyor.

12 Ekim 2025 Pazar

İsmail Engin : DEM ve MHP

[İsmail Engin] DEM ve MHP iki parti de gayet doğal olarak Alevilere yönelik politikalar yürütüyor.

Politikaları doğrultusunda ayrı ayrı Cemevleri açıyor veya açılmasına fiili destek veriyorlar.

Biri Kürd, diğeri Türk tabanıyla..  Ve yeni Kürd açılımının da paydaşları. 

* * *

Kısaca: 

1) DEM Parti Milletvekili aynı zamanda Garip Dede Dergahı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı. 

2) Keza, TBMM'de "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" üyesi. 

- Bilindiği üzere ilgili komisyonun bir dinamik gücü MHP.. ve diğer dinamik gücü DEM Parti; komisyonda ortak çalışıyorlar. -

3) Garip Dede Dergahı Vakfı, aynı zamanda Türkiye Alevi Federasyonu (ADFE) üyesi. 

4) Diğer taraftan ADFE, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun da bir parçası ve Türkiye'de belli başlı çatı örgütleriyle işbirliği içerisinde, paydaş kurum.

* * *

Hacıbektaş Halk Platformu, 

MHP inisiyatifle Hacıbektaş'ta yapılan Horasan Erenleri Dergahı Cemevi'ni bir "asimilasyon" politikasının vücut bulmuş hali olarak görüyor. 

Platform, ADFE'nin paydaşı Alevi Bektaşi Federasyonu ile mealen bir bildiride buluşuyor; yahut ortak bir bildiri kaleme alıyor.

Yayınlanan bildiride, 

"Alevilik Satılık Değildir! Alevilik bir oy deposu değildir."

dendikten sonra konu hakkında yapılan değerlendirmede şu husus vurgulanıyor:

"Hacıbektaş’ta yapılan bu girişimi inanç merkezimize yönelik bir siyasal işgal hamlesi, Alevi ve Bektaşi kimliğini asimile etme ve kontrol altına alma çabası"

Özetle :

Türkiye Alevi Federasyonu ve Garip Dede Dergahı Vakfı ile söz konusu vakfın Yönetim Kurulu Başkanı DEM Milletvekili

10 Ekim 2025 Cuma

İsmail Engin : İçimizdeki Neyzen – Unutulan Bektaşi Neyzen Tevfik (Tevfik Kolaylı, 1879 – 1953) [Video]


İsmail Engin : İçimizdeki Neyzen – Unutulan Bektaşi Neyzen Tevfik (Tevfik Kolaylı, 1879 – 1953), 2'58'' [07.10.2025]


“Hacı Bektaş, Cenab-ı Mevlânâ / Neyle meyden kanat takınca bana” diyor ve anlatıyordu : “Meyde Bektaşî göründüm neyde oldum Mevlevî / Meşrebim Molla-yı Rûmî, mezhebim Bektaşîdir”:

İsmail Engin : Bektaşi [Video]

İsmail Engin : "Bektaşi" 2'57'' [05.10.2025]

https://youtube.com/shorts/Txlv9JQQlKc

Bektaşi kimdir? Onu tanıyan, sadece Hacı Bektaş’ı değil; Bekri Mustafa’yı, Nasreddin Hoca’yı, Karagöz’ü ve perde gazellerinin şairi Hilmî’yi de bilir :

9 Ekim 2025 Perşembe

İsmail Engin : Türkiye'de (Sosyal - Kültürel) Antropolojinin Kurumsal Tarihi (1925 – 1983) [Video]


İsmail Engin : Türkiye'de (Sosyal - Kültürel) Antropolojinin Kurumsal Tarihi (1925 – 1983), 2'55'' [04.10.2025]


→ Türkiye Antropoloji Tetkikat Merkezi → Türk Antropoloji Mecmuası → Türk Antropoloji Enstitüsü → Antropoloji Bilimleri Araştırma Enstitüsü → DTCF Antropoloji Kürsüsü → Antropoloji Dergisi → İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji ve Etnoloji Kürsüsü → Sosyal Antropoloji ve Etnoloji Dergisi → Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü → Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü... * * * Şevket Aziz Kansu → Nermin Erdentuğ → Orhan Acıpayamlı Prof. Dr. Mümtaz Turhan → Prof. Dr. Charles William Merton Hart Bozkurt Güvenç

8 Ekim 2025 Çarşamba

İsmail Engin : Baydemir'den Bahçeli'ye - Aleviler Siyasi Arenanın Malzemesi Olurken...

[İsmail Engin] Önceden belirteyim : Bu siyasetin doğasında var ve siyasi davranış da her insanın yapısında..

Ve bundan ne Aleviler ne Sünniler ne de diğerleri muaf.
CHP ve DP seçmenleri, Birlik Partisi arasında da Alevileri içeren bu tür siyasi eğilimler ve seçimlerde oy gidiş gelişleri, kayışları söz konusuydu.
* * *
2011'de Diyarbakır'da Diyarbakır Kültür ve Cemevi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak’ın katılımıyla açıldı.
Alevi örgütlerinin tepe noktalarındaki önemli başkanları bu açılışa iştirak etti.
Gülten Kışanak :
"bu cemevinin açılışıyla Seyit Rıza'nın ve Mazlum Doğan'ın ruhu şad oldu"
dedi.
O sıralarda, Diyarbakır'da ana yollardan birine Şeyh Said bulvarı isminin verilmesi de 29/11/2011 tarihinde 274 sayılı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kararıyla Osman Baydemir döneminde alındı..
* * *
HDP'nin Alevi politikasının şekillenmesine, Diyarbakır'da 2013 yılında yapılan "Kürdistan 1’inci Alevi Konferansı" önemli bir destek sundu.

7 Ekim 2025 Salı

İsmail Engin : Türkiye'de Fotoğraf ve Antropoloji [Video]

İsmail Engin : Türkiye'de Fotoğraf ve Antropoloji, 2'58'' [03.10.2025]


Antropoloji ile fotoğraf arasındaki ilişki, kültürel olguları görünür kılma ve çözümleme açısından önemini korumaktadır. Ancak günümüzde fotoğraf çekimi, bilgi gizliliği ve kişilik hakları çerçevesinde yasal sınırlamalara tabidir. Ve, antropologların karşılaştığı önemli bir mesele de fotoğrafların akademik kullanıma uygun biçimde künyelendirilmesidir. Fotoğrafın ne zaman, nerede ve hangi koşullarda çekildiği gibi bilgiler, hem bilimsel analiz hem de arşivleme açısından büyük önem taşır. Günümüzde dijital fotoğraf makinalarında fotoğrafın teknik özellikleri doğal olarak kaydediliyor. Örneğin, onun ne zaman çekildiğini - tarihlendirme sorununu en aza indiriyor veya tamamen bertaraf ediyor. Ancak, fotoğrafın tarihlendirilmesinde kullanılan teknikler, farklılıklar içeriyor. Makina tarafından doğrudan fotoğrafın "ön / görünen yüzüne" yapıştırılmış tarihlendirme ile dijital ortamda fotoğrafın "arka künyesi"ne yapıştırılmış tarihlendirme, iki farklı teknik... Türkiye’de fotoğrafın künyelenmesi tekniğini başarıyla kullanan isimlerden biri, antropolog-sosyolog Sabri Çakır’dır. Estetik kaygılarla bu künyeleme tekniğine soğuk bakanlar arasında halkbilimciler yer alır. Bu isimlerden biri olan Attila Erden, alan çekimlerini estetik açıdan güçlü biçimde kullansa da, teknik verileri eksik bıraktığı için, fotoğrafları güçlü etnografik arşiv niteliği taşısa da bilimsel bağlamda değerlendirmeye, "kayıtlı olmayan hafızaya özgü" sınırlı şekilde cevap vermektedir: