Bu Blogda Ara

6 Kasım 2025 Perşembe

İsmail Engin : Cemal Şener [1951– 2.11.2010]

İsmail Engin : Cemal Şener [1951– 2.11.2010], 2'57'' [03.11.2025]


Antropologtur. 1951’de Erzincan’ın Güllüce köyünde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Erzincan’da tamamladı. 78 kuşağının önemli isimlerindendi, bir süre Bayrampaşa ve Sinop Cezaevlerinde tutuklu kaldı. 1980’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji ve Etnoloji Bölümü’nü “Erzincan İli’nin Demografik Yapısı” adlı teziyle bitirdi. Cem Dergisinin ilk 16 sayısında yazı işleri yönetmenliğini yürüttü ve İzzettin Doğan’ın önerisiyle yazar kadrosuna katıldı. Dergide Alevilik ve onunla ilintili olarak dergahlar, törenler, Diyanet, laiklik, milliyetçilik, medya ve toplumsal yapı üzerine 25 makale kaleme aldı. Aleviliği İslamiyet içerisinde gördü, Türkmen katkılı Hakk Muhammed Ali inancıydı ve ibadet ana dilde sürdürülüyordu. 19’u Alevilik-Bektaşilik üzerine olmak üzere toplam 32 eseri yayımlandı. Rıza Zelyut, Nejat Birdoğan, Fuat Bozkurt gibi Aleviliğin kamusal alana açılmasına son derece önemli katkılar sundu :

5 Kasım 2025 Çarşamba

İsmail Engin : CemAli [Video]


İsmail Engin : CemAli, 2'48'' [01.10.2025]


CemAli, Türkiye’de “pop müziğin alternatif yüzü” olarak tanımlanır. Müzik eleştirmeni Max Weglarz, onların “elektronik müziğin sınırlarını zorladıklarını” belirtirken; Mefaret Aktaş, ikilinin “Batı müziğini geleneksel Türk melodileriyle eşine az rastlanır bir denge içinde harmanladıklarını” söyler. Deborah Frost ise, CemAli’yi “Doğu ile Batı arasında kurulan müzikal bir köprü” olarak nitelendirir. 1997’de yayımlanan ikinci albümleri “Youh Youh”, Türk müzikseverlerle buluşur. Bu albümde, Aşık Mahzuni Şerif’in unutulmaz eseri “Yuh Yuh” dışındaki bütün söz ve müzikleri “CemAli” imzasını taşır. İkilinin ifadesiyle, “Yuh Yuh” onların müzikal anlamda bir başkaldırısıdır, çünkü memlekette ve dünyada yuhlanacak çok şey vardır :

4 Kasım 2025 Salı

İsmail Engin : AB’den Türkiye’ye 2025 Eleştirisi - Din Özgürlüğü, Ayrımcılık ve Azınlık Haklarında Yetersiz İlerleme

[İsmail Engin] Avrupa Komisyonu’nun 4 Kasım 2025’te Brüksel’de yayımladığı, İngilizce toplam 114 sayfalık [112 + 2] Türkiye 2025 Raporu [Avrupa Parlamentosuna, Konseye, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesine ve Bölgeler Komitesine Sunulan Komisyon Bildirimi : AB Genişleme Politikasına İlişkin 2025 Bildirimi], Ankara’nın insan hakları, din özgürlüğü ve azınlıkların korunması alanlarında sınırlı ilerleme kaydettiğini ortaya koyuyor.

Komisyon, nefret söylemleri, ayrımcılık ve azınlıklara yönelik saldırıların devam ettiğini bildiriyor.

Din veya İnanç Özgürlüğünde Hukuki Güvenceler Var, Uygulamada Eksiklikler Sürüyor

Rapora göre; Türkiye'de, din veya inanç özgürlüğü konusunda genel olarak yeterli yasal güvenceler olsa da, bu hakların fiilen korunmasında ciddi eksiklikler bulunuyor; düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün durumunun iyileştirilmesi gerekiyor.

Gayrimüslim ve Alevi topluluklarının tüzel kişiliklerinin tanınmaması ve ibadethanelerinin yasal statüsünün olmaması, çözülmemiş sorunlar arasında yer alıyor.

Türk eğitim sistemi, çeşitli din, mezhep ve inançlara karşı tarafsızlığı ve tarafsızlığı hâlâ garanti edemiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına rağmen zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde gerekli düzenlemelerin yapılmadığı kaydediliyor.

2 Kasım 2025 Pazar

İsmail Engin : Hoş Gör Ya Hû... [Video]


İsmail Engin : Hoş Gör Ya Hû... 2'39'' [30.10.2025]

https://youtube.com/shorts/yS4TDYEPyUY

- kendine hoşgörüsünü yitirene "sen ne kadar hoşgörülüsün" demek, dilekten öte geçmez.. -

30 Ekim 2025 Perşembe

İsmail Engin : Alevilik Çalışmalarında İdeoloji [Video]

İsmail Engin : Alevilik Çalışmalarında İdeoloji, 2'56'' [26.10.2025]


Bilimin Gölgesindeki Alevilik Çalışmalarında İdeolojinin Hikâyesine Giriş :

28 Ekim 2025 Salı

İsmail Engin : Feyzullah Çınar [1937 – 23.10.1983] [Video]

İsmail Engin : Feyzullah Çınar [1937 – 23.10.1983], 2'58'' [23.10.2025]


Aleviliği Avrupa’da tanıtan ve toplumsal bir zemin oluşturan öncü ozanlardandır ve halk ozanlığı geleneğini modern Alevi kimliğine taşıyan en önemli köprülerden biridir:

27 Ekim 2025 Pazartesi

İsmail Engin : Örgüt Mekanizmasında Şiddet [Video]


İsmail Engin : Örgüt Mekanizmasında Şiddet, 2'58'' [20.10.2025]

https://youtube.com/shorts/dfZxeXQESnM

Kimi hiyerarşik - ideolojik temelli örgüt yapılarında, disiplin; kuralların yanı sıra dolaylı, sembolik şiddet formlarıyla da sağlanıyor. Örgüt içi şiddet, münferit bir sapma ya da bireysel taşkınlıktan ziyade; örgütün kendisini yeniden üretme stratejisinin parçası; çoğu zaman doğrudan uygulanmıyor; anonimleştirilmiş aktörler aracılığıyla “gerekçelendirilmiş” tebliğ biçiminde sahneleniyor. Fail, genellikle tanınmayan, daha önce örgüt içi ilişkilerde pek ortaya çıkmayan, uyguladığı sözlü veya fiziksel şiddeti “ideolojik görev” şeklinde sunan bir figür oluyor. Olayın tanıkları çok sayıdadır; lakin tanıklık kolektif bilinçdışına terk ediliyor; görülen - duyulan şiddet, örgüt söylemi içinde yaşanmamış kabul ediliyor. Denetim biçiminden farklı olarak, "topluca görmezden gelme" biçiminde kontrol stratejisi işliyor. Dillendirilmeyen "açık sır" rejimi kuruluyor :

23 Ekim 2025 Perşembe

İsmail Engin : Türkiye'de Alevilik - Bektaşilik Alanında Yapılan Erken Dönem Kimi Sosyolojik Çalışmalar [Video]


İsmail Engin : Türkiye'de Alevilik - Bektaşilik Alanında Yapılan Erken Dönem Kimi Sosyolojik Çalışmalar, 2'58'' [17.10.2025]


"Alevi Açılımı"na giden sürecin MHP tarafından temellendirilmesi... Mehmet Eröz'den Âmiran Kurtkan Bilgiseven'e ... "Birbirine Küsen Türkler: Sünniler – Alevîler”den "Sosyal Çözülme Tehlikesi Olarak Alevi-Sünni Ayrılığı"na ve buradan hareketle "sosyal bütünlük" önerileri... Sünnileşme süreciyle ilgili ilk gözlem ve tesbitler.. ilk profesörlük tezi ve yüksek lisans tezi... :

22 Ekim 2025 Çarşamba

İsmail Engin : Makbul Hafıza [Video]

İsmail Engin : Makbul Hafıza, 2'57'' [19.10.2025] | @ismailenginhd


Her örgütlenme tarihi, aynı zamanda bir tasfiye tarihidir. “Örgütsel hafıza” genellikle, tasfiye edilenlerin unutturulması, ötekileştirilmesi; tasfiye edenlerinse yüceltilmesi ve kutsanması üzerine inşa ediliyor. Seçicidir. Ve çoğu zaman, bize “sunulan” bu hafızaya biat ve itaat ön koşul. Eleştiriye, sorgulamaya yer bırakmıyor :