Hüseyin Albayrak: Bir Yürüyüş Eyledik Baba Erenler ile. Dharma Yayınları, İstanbul 2010, 96 S., ISBN 978-605-5598-19-8 |
"Erkân
Baba Erenler'in artık son demleridir. Kendisi ile ilgili olarak bir belgesel çekilecektir. Bir TV kanalından çekim için kendisini ziyarete gelirler. Bu belgesel için pek gönüllü olmasa da eve gelen mihmana saygıda kusur etmemek kabilinden onları ağırlar. Spiker:
'Erenler şu vakte kadar hiç ekrana çıkmadın. Artık bundan sonra ekrana çıkma vaktidir'
deyince, Baba Erenler cevaben:
'Evlat ekrana çıkan erkândan çıkar' der." (s.12)* * *
[İsmail Engin] - Haydar-ı Kerrar, Şah-ı Merdan, Aliyyel Alâ, Hz. Hünkâr, Serçeşme, ihvan, mürşid, muhibban, gülbang, erkân, mihman, muhabbet, sırr-ı müstakim, deruni, ruh ül mana, kerb u bela, nazarı, hâl, hacer ül dürr, dembedem, sürek, teslim taşı, lamekân, Mirat ül Huruf, Serdem-i Seyfullah, düşkün, pervane... Hüseyin Albayrak'ın "Baba Erenler"i ile okurun içselleştireceği kimi kavramlar...
Anadolu geleneksel müziği türkülere ve bu müziğin vazgeçilmez çalgısı bağlamaya ufak yaşlardan itibaren gönül vermiş olan Hüseyin Albayrak, 2007 yılında yayınlanan "Sükût-u Harf" isimli romanının ardından, bu kez "Bir Yürüyüş Eyledik Baba Erenler ile" okur karşısında.
Ali Rıza Albayrak ile birlikte yaptıkları "Bâtıni Nefesler" (2003) ve "Şah Hatayi Deyişleri" adıyla yayınlanan müzik albümleriyle de müzikseverlerden olumlu yankılar alan Hüseyin Albayrak, "Bir Yürüyüş Eyledik Baba Erenler ile" adlı eserinde 68 Bektaşi fıkrasıyla okurla buluşuyor. Eserde Albayrak, 1'i hariç 67 fıkranın aynı zamanda üreticisi...
- "Açılım",
- "Gülbang",
- "Erkân",
- "Tereci",
- "Akord",
- "Cami-i Şerif",
- "Bildiri",
- "Kozmik Oda",
- "Mestane",
- "Sürek",
- "Günah",
- "Tokmak",
- "Şehr-i İstanbul",
- "Zip Dosyası",
- "Işık Hızı",
- "Serenat",
- "Bir Şey"
Her döneme hitap eden ve esnek, kıvrak bir zeka ile her türlü sorunun üstesinden gelen; vurdum-duymaz gözüken, ancak bir o kadar da olaylarla, toplumla ilgili; yaşadığı dönemin sosyal nabzını içeren - veren; varsayılan sorunları alışılmışın dışında geliştirdiği ve ürettiği farklı çözüm yollarıyla çözen; her türlü sorunun da bir şekilde ve mutlaka üstesinden gelen "Baba Erenler", bu kez, kâh post-modern dünyada bir "user" olarak bilgisayarla, "zip dosyalarıyla", google ile haşır neşir oluyor; kâh konserlerde "virtü-öz" değerlendirmeleri yapıyor; kâh Big-Bang teorisiyle uğraşıyor; kâh akademik çalışmalar içerisine giriyor, aşkın demini, akademi olarak arıyor...
Bu arada Türkiye'deki farklı Alevi cemaatlerini yakından ilgilendiren "Alevi açılımı" da "Baba Erenler"den nasibini alıyor:
"... Ah be imanım nice Alevi gördüm cem evleri yok, bazı cem evi gördüm içinde Alevi yok. Biz Aleviler açıldıkça Alevilik bize kapanıyor imanım ve o kapandıkça bizler dışarıda kalıp Aleviliğin dışında kerrar olup dönüyoruz içerde kalan Haydar'a vasıl olamıyoruz." (s. 10)Hüseyin Albayrak'ın "Bir Yürüyüş Eyledik Baba Erenler ile" adlı eseri, son zamanların "dem"inde eserlerinden biri... [İsmail Engin]
* * *
Hüseyin Albayrak
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü'nden 1996 yılında mezun oldu. Müziğe ve bağlamaya küçük yaşlardan itibaren ilgi duymaya başladı. İlk etkilendiği kişi doğal olarak bağlamayı öğrenmesinde ön ayak olan, kendisi de Anadolu âşıklık geleneği içerisinde yetişen, babası Âşık Pervane mahlaslı Hasan Albayrak oldu. Geleneksel müziği ve bağlama çalma tekniklerini, otantik kaynakları (Âşık Veysel, Davut Sulari, Âşık Daimi ve Feyzullah Çınar, Haydar Acar vb) ve usta sanatçıları (Talip Özkan, Arif Sağ, Ali Ekber Çiçek vb) dinleyerek geliştirdi.
Üniversite yıllarında, farklı müzik beğenilerine sahip arkadaşlarıyla bir araya gelerek Grup Nefes adlı türkü topluluğunu kurdu ve grupla birlikte konserler verdi.
2002 yılında, Ali Rıza Albayrak ile birlikte Kalan Müzik ile anlaşarak profesyonel müzik hayatına başladı. Yönetmenliğini ve düzenlemelerini Ali Rıza Albayrak ile birlikte yaptıkları ilk albümü "Bâtıni Nefesler" adıyla 2003 yılında Kalan Müzik etiketiyle yayınlandı. Bir yıl aradan sonra ikinci albümü "Şah Hatayi Deyişleri" adıyla yayınlandı. Bu albümde, Erkan Oğur, İsmail Hakkı Demircioğlu, Hasan Esen, Ömer Avcı gibi ülkemizin önde gelen müzisyenleriyle birlikte çalıştı. 2009 yılında yılında yayınlanan "Kızılbaş" isimli albümde Ali Rıza Albayrak ile birlikte Tokatlı Aşık Sadık Doğanay'dan derledikleri ve sözleri Kul Nesimi'ye ait olan bir deyiş seslendirdi.
2010 yılında Kültür Bakanlığı'nın sponsorluğunda hazırlanan "Anadolu'da İnanç - Müzik ilişkisi - Bir Sonsuz Devir" isimli, Türkiyedeki farklı inanç topluluklarının müziklerine dair örneklerin yer aldığı 3 CD lik albümde Urfa Kısas yöresinden Dertli Divani Baba'nın derlediği "Hizmet Edelim Gerçeğe ve Yüzüm Süre Süre Geldim Dergaha" isimli iki deyişi Ali Rıza Albayrak ile birlikte seslendirdi.
Hüseyin Albayrak'ın ayrıca Alevi-Bektaşi şiir geleneğinin en güçlü temsilcilerinden biri olan ve 14. yy'da Halep'te derisi yüzülerek şehit edilen Hurufi-Bektaşi inanç geleneğine mensup Seyyid Nesimi ve de Hurufiler üzerine 2007 yılında Dharma Yayınevinden yayınlanan "Sükût-u Harf" isimli bir romanı ve yine aynı yayınevinden 2010 yılında yayınlanan ve de kendi üretimi olan Bektaşi fıkralarından oluşan "Bir Yürüyüş Eyledik Baba Erenler ile" isimli bir kitabı bulunuyor.
Ayrıca yurtiçinde katıldığı konser ve festivallerin yanı sıra, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Kanada, Amerika gibi birçok ülkede konserler verdi.
* * *
Kitaptaki fıkralardan kimi seçmeler:
* * *
Her şey zıttıyla bilinir
Baba Erenler'in çok sevdiği dostu olan Âşık Hakk'a yürümüştür.
Âşığın cenazesinde imam cemaate sorar:
'Âşığı nasıl bilirdiniz?'
Topluluktan önce Baba Erenler hemen atılır:
'Zıttıyla bilirdik.' (s. 23)
* * *
Mazhar Osman'lık
Baba Erenler dostlaıyla muhabbet ederken bir ara cûşa gelip akıl gemisini aşk deryasına gark eden sözler söyleyince ihvanından biri latifeyle:
'Ya hu Erenler tam bir Mazhar Osman'lıksın' der.
Bunun üzerine Baba Erenler tebessümle cevap verir:
'Ne münasebet bizimkisi mazhar-ı Alilik'tir.' (s. 31)
* * *
Teslim Taşı
'Hayrola imanım o boynundaki taş da neyin nesi?'
'Aşk olsun! Erenler'im nasıl bilmezsin Teslim taşıdır. Teslimiyet babındayız. Hakk'a teslim olmuşuz.'
'Teslimiyet, taş ile mi oluyor? Hakk'a teslim oldun ve bunu cümle âleme bir taş ile duyurmaktasın öyle mi? Nedir bu gösterme sevdası? Taş ile işimiz yok bizim'
'Ama Erenler!'
'Sen onu yanlış anlamışsın.'
'Nasıl?'
'Teslim taşı yani Hakk emanetini Âdem'e teslim etmiş. Teslim edileni iyi taşı.
Taşıyamazsan taşlaşırsın. Kalbi taş olanın da, işi yaş olur.' (s. 55)
Hüseyin Albayrak: Bir Yürüyüş Eyledik Baba Erenler ile. Dharma Yayınları, İstanbul 2010, 96 S., ISBN 978-605-5598-19-8
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder