Bu Blogda Ara

6 Eylül 2017 Çarşamba

Aleviler Arasında İslam-İçi ve İslam-Dışı / Din Tartışmasında İlkler: American Missionary Herald'taki Mektuplar ve Ali Gako'nun Öyküsü

[İsmail Engin - @kanalkultur1990'larda "Aleviler arasında" başlayan ve sonrasında yürütülen "İslam-İçi" ve "İslam-Dışı" / "Din" tartışmasında "asimilasyon" boyutunun yanı sıra, "siyasal korunma" ve "güvenlik endişesi" boyutlarının da bir şekilde etken olduğu ifade edilebilir.

Bu bağlamda, 19. yüzyılın ikinci yarısında American Board of Commissioners for Foreign Missions'a (ABCFM) bağlı protestan misyonerlerin çalışmalarının kaydını tutan American Missionary Herald (MH) adlı süreli yayını irdeleyen Ayfer Karakaya-Stump'un "Alevilik Hakkındaki 19. Yüzyıl Misyoner Kayıtlarına Eleştirel Bir Bakış ve Ali Gako'nun Öyküsü" (2002) başlıklı makalesi önemlidir.

Belirtilen makalesinde, Osmanlı Hükümeti'nin "İmparatorluk sınırları içerisindeki İslami unsuru pekiştirip güçlendirme çabasına" giriştiğini vurgulayan yazar, bu bağlamda camisi olmayan köylere cami yapımının teşvik edildiğine atıf yapmaktadır. Karakaya-Stump'a göre,
"Sünni cemaate dahil olmayanlar büyük bir olasılıkla misyonerlik faaliyetleri itibariyle de yüksek risk grupları olarak görülmüştür ve bu gruplar birçoklarına göre İmparatorluğun bel kemiğini oluşturan Milleti İslamiye'nin misyonerlik faaliyetleri karşısındaki yumuşak karnıdır."
"Protestant Kurd"ve "Kızılbaş" Ali Gako'nun misyonerlerle olan macerası örneğinde belirtilen tarih diliminde Alevilere yönelik dış ve iç bakışı ele yazar, "American Board of Commissioners for Foreign Missions" görevlilerinden örneğin Mr. Ball'in
"Kızılbaşlar tam anlamıyla Müslüman olarak kabul edilemezler. Onların dini daha ziyade Hıristiyanlık, Müslümanlık ve paganizmin bir karışımı gibi görünüyor." 
"(...) dini inançları hakkında kesin bilgi edinmek çok zor, çünkü Müslümanların gerçek kimliklerini öğrenmelerinden aşırı derecede korkuyorlar." 
ibarelerine; Mr. Perry'in
"[Kızılbaşların] dini, paganizmin İslamın gelenek ve görenekleriyle şekillenmiş bir kalıntısıdır" 
dediğine atıf yaparken; Mr. Dunmore'nin, Ekim 1854 tarihli mektubunu da irdelemektedir.

Mr. Dunmore, belirtilen mektubunun "Sözde Müslümanlar" başlıklı kısmında Kızılbaşları okuyuculara şöyle tanıtmaktadır:
"Bu bölgede dağınık olarak yaşayan sözde Müslüman bir mezhep var ki daha önce haklarında hiçbir şey duymadığınızı zannediyorum. Adları kelime anlamıyla 'kırmızı baş' demek olan Kuzulbash. Ama onlara neden bu adın verildiğini henüz tespit edemedim. . . . Gerçekten de olağanüstü insanlar ve ilgimizi hakediyorlar. Her ne kadar Müslümanlar onları kendilerinden saysalar da onlar Muhammet'in takipçisi değiller. [...] Hiçbir zaman ya da hemen hemen hiçbir zaman Müslümanlar gibi namaz kılmıyorlar, oruç da tutmuyorlar. [...] küçük siyah bir odun parçası bulduklarında bir evliyanın ya da atının kalıntısıdır diye ona tapınmaya başlıyorlar."
Karakaya-Stump, bu meyanda şu hususun altını da önemle çizmektedir:
"Protestanlıklarını ilan edip kendilerine İncil'in vazedilmesini isteyen Kızılbaşların çok kritik bir başka talebi daha vardı ki o da siyasi korunmaydı." 
"Mesela 1856 yılının Ekim ayında ABCFM'ın Sivas şubesine, bu şehre 30-40 mil mesafedeki bir köyden bir grup Kızılbaş gelip 'Biz Protestanız' deyince ve ardından misyonerlerden kendilerini eğitecek hoca ile birlikte çevreden gelen baskılara karşı siyasi korunma isteyince şubede görevli Dr. Jewett ve yanındakiler ne yapacaklarını şaşırırlar. Bu şaşkınlığın nedenini Dr. Jewett şöyle açıklar: 'Bu 'yeni mühtedilere' ne diyeceğimizi şaşırmıştık. Müslümanlıktan dönmüş birini korumaya çalışmak bu bölgede henüz denenmemiş bir şey.'"
Yazarın incelediği kayıtlarda, Mr. Dunmore da Ali Gako'nun yanındaki bir grup arkadaşıyla kendisine aşiretinin Protestan olduğu takdirde [komşularına ve / veya itilaf halinde bulundukları aşiretlere karşı] siyasi koruma altına alınıp alınamayacağını soruşturmaktadır. Bu noktada Ayfer Karakaya-Stump, şu hususu ifade etmektedir:
"Ancak Kızılbaşların istediği şekilde bir siyasi koruma hiçbir zaman sağlanmaz, çünkü onların beklediği, kendilerine müdahale edilmeyeceğine dair bir padişah fermanıdır." 
Not: Ayfer Karakaya-Stump'un değindiğim makalesinin ardından 2 yıl sonra, "Ali Gako"nun mezarının görüntülü kayıtları bir "dedesoylu" dostumuz tarafından ulaştırıldı. "Ali Gako" ile ilgili makalede yer almayan bir söylenceyi de bu dostumuz sayesinde akabinde derlemiş olduk. "Ali Gako"nun aşiretinin, ocağının ve gömülü olduğu mezarlığın adını vermiyoruz. Keza, yazarın makalesinde kaydettiği tüm mektuplara American Missionary Herald'ta yaptığımız detaylı incelemeler sonucunda orijinalinden de ulaşabildik. [İsmail Engin - @kanalkultur

→ Ayfer Karakaya-Stump: "Alevilik Hakkındaki 19. Yüzyıl Misyoner Kayıtlarına Eleştirel Bir Bakış ve Ali Gako'nun Öyküsü" Folklor / Edebiyat ("Alevilik Özel Sayısı – I") 29 (2002) 1: 301-324.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder