Bozkurt, bu bağlamda şu görüşleri dile getiriyordu:
"Bizim inancımıza göre Alevilik Anadolu'da toplumsal olayların ortaya çıkardığı Orta Asya'dan Ön Asya'ya değin bir çok dinlerin izlerini taşıyan bir Anadolu dinidir. İslamlık onun üzerine çekilmiş bir örtüden öteye gidememiştir." (Bozkurt 1990: 14)Bir süre sonra, "dedesoylu" Muharrem Naci Orhan'ın önerisi / çıkışı, "Aleviler arasındaki "İslam-İçi" ve "İslam-Dışı" / "Din" tartışmasının zemini / temeli açısından önemli ve dikkat çekiciydi.
Devleti Alevilere yönelik bir baskı unsuru olarak gören Muharrem Naci Orhan, "Baskıdan kurtulmanın yolu hıristiyan olabilmek ise, ki ben öyle görüyorum, hıristiyan olup azınlık haklarını elde ederiz" diyor ve arkasından şunu ekliyordu:
"Ben eğer zulümden kurtulacaksam Muhammed demem de İsa derim. Hıristiyan olunca benim elimden Ali ve Muhammedi almıyorlar ki! Yine severim ve ona dua ederim. Hıristiyanlığın bir mezhebi olurum. Hıristiyanlık sadece üç mezhepten oluşmuyor. Bir mezhep de Alevilik olsun." (Özkan 1994: 25)"Dedesoylu" Muharrem Naci Orhan'ın belirtilen ilgili çıkışını, Abidin Özgünay,
"Sünni zihniyeti ile Aleviliği dışlayan" ve Alevi varlığını "inkar edenlere bir uyarı" (Özkan 1994: 26)olarak görüyordu.
Öta yandan, "Alevi Araştırmacı Nejat Birdoğan 'Esas' Tartışmayı Başlatıyor: 'Alevilik İslam Dışıdır!'", "Aktüel" dergisinin 20-26 Ekim 1994 yayın tarihlerini içeren 172. sayısında yer alan manşetlerinden biriydi ve Hüseyin Şimşek (1994) tarafından hazırlanan konu dosyasının adını taşıyordu.
Gerçekten de, Nejat Birdoğan, önceleri "Anadolu'nun Gizli Kültür Alevilik" (1990) adlı eserinde Aleviliği, eski Türk-Oğuz inançlarını gelenekler toplamı ile karıştırıp, buna İslâmın kimi kurallarını ekleyen başlı başına özgün bir "inanç" ve "yaşam biçimi" şeklinde yorumlarken, daha sonra bunu açtı ve Aleviliğin "İslam dışı bir din" olduğunu ileri sürüyordu (bkz. Şimşek 1994).
Nejat Birdoğan, bunun ardından kaleme aldığı "Anadolu Aleviliğinde Yol Ayrımı (İçerik ve Köken)" (1995) adlı eserinde vurguladığı üzere, Anadolu Aleviliğini, Müslümanlıktan doğmamış; Anadolu'daki Türklerin ve Kürtlerin yaşadıkları eski Orta Asya, İran, Mezopotamya bölgelerinde tanıdıkları kimi dinlerin ve geleneklerin bugüne gelmiş, harmanlaşmış ve süzülmüş kalıntısıdır şeklinde yorumluyordu.
Birdoğan'a (1995) göre, Anadolu Aleviliğinin temel inancı Batınilikti.
Müslüman olmanın koşullarının oruç, namaz, hac, zekat ve tanıklık sözcükleriyle Allah'a, meleklere, peygambere, Kur'an'a son güne ve kaza ile kadere inanma olduğunun altını çizen Birdoğan (1995), Alevilikte bunların bulunmadığına dikkat çekiyordu.
Nihayetinde Birdoğan (1995), Alevi tapınmalarının, cemlerde yer alan şiir, müzik ve semah ritüellerinin de İslâmda bulunmadığından hareketle, Aleviliği İslâm dışı buluyordu.
Birdoğan'a göre, Alevilikte var olan ritüellere göre, o İslâmdan daha eskiydi ve İslâm ortaya çıktığında Alevilik olmasa bile başka başka adlarla vardı. Birdoğan (1995), İslâm kurallarına benzemese bile, Alevilikte görülen namaz ve oruç gibi tapınma biçimlerinin İslâmdan değil, eski Asya (Ari, Aryani) dinlerinden kalma olduğunu, caminin, kıblenin ve Kur'an'ın da bulunmadığını savunuyordu..
Diğer taraftan, "dedesoylu" Prof. Dr. Fuat Bozkurt, Nejat Birdoğan'ın görüşlerini bilimsel ve politik açıdan yanlış bulmuyordu..
Aktüel dergisinde başlayan ve devam tartışmalar zincirinin bir sonraki halkasında "dedesoylu" Prof. Dr. Fuat Bozkurt, Nejat Birdoğan'ın görüşlerinin yer aldığı "Alevi Araştırmacı Nejat Birdoğan 'Esas' Tartışmayı Başlatıyor: 'Alevilik İslam Dışıdır!'" (Şimşek 1994) dosyası hakkında konuşurken, Birdoğan'ın bu görüşlerinin, bilimsel ve politik açıdan yanlış olmadığını belirtiyordu! (Yedig / Özkan 1994: 25)
"Dedesoylu" Bozkurt, Birdoğan'ın bu görüşleri nedeniyle, politik açıdan önemli bir tartışma başlatıldığına işaret etmekten de imtina etmiyordu. (Yedig / Özkan 1994: 25)
Fuat Bozkurt'a göre, bunun nedeni zorunlu din dersiydi. Bu zorunluluk "Azınlık okulları"nı kapsamıyordu ve eğer Alevilik Müslümanlık dışı sayılırsa sorunlar doğabilecekti. Buradan hareketle, Bozkurt'a göre, "Birdoğan, devletin Alevileri Sünnileştirme politikasına, İslam içerisinde eritme politikasına karşı feveran etmiştir". (Yedig / Özkan 1994: 25) [İsmail Engin - @kanalkultur]
Not:
14 Temmuz 2017 günü itibariyle facebook sayfamızda konu hakkında görüşlerini paylaşan Rıza Zelyut, Muharrem Naci Orhan için,
"(...) Kendisi ile konuşmalarımda asla Hıristiyan olma gibi bir şeyi ağzından duymadım. Bir ara sırf öfkelenerek böyle bir şey demiş olsa dahi o Aleviliği Muhammet-Ali Yolu olarak tanımlayan ve buna da yürekten inanan bir Türkmen ulusu idi. Sünni iktidarların yok saymasına karşı tepkisi vardı bu doğru. Bu tepkinin ani bir atağı olan o demeç asla Orhun dedeyi ve inanışını anlatmıyor. Bunu çok yakından bilen birisi olarak, rahmetli hakkında töhmet oluşturacak bu iddianın yanlış olduğunu açıklamak gereğini duydum. (...)"notunu düşüyor.
→ Fuat Bozkurt: Aleviliğin Toplumsal Boyutları. Yön Yayıncılık, İstanbul 1990.
→ Nejat Birdoğan: Anadolu'nun Gizli Kültür Alevilik. Hamburg Alevi Kültür Merkezi Yayını, İstanbul 1990.
→ Figen Özkan: "Alevilerin Devleti Protestosunda Yeni Aşama: Haklarımız Verilmezse Hıristiyan Oluruz!" Aktüel, 18-24 Ağustos, 163 (1994): 25-26.
→ Serhan Yedig / Figen Özkan: "Aktüel'in Başlattığı Tartışma Genişliyor: 'Alevilik, İslamla Özdeştir.'" Aktüel, 27 Ekim-2 Kasım, 173 (1994): 22-25.
→ Hüseyin Şimşek: "Alevi Araştırmacı Nejat Birdoğan 'Esas' Tartışmayı Başlatıyor: 'Alevilik İslam Dışıdır!'" Aktüel, 20-26 Ekim, 172 (1994): 19-20.
→ Nejat Birdoğan: Anadolu Aleviliğinde Yol Ayrımı (İçerik ve Köken). İstanbul 1995.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder