Kırşehir’in yeliyle savrulur bir ses, ne bir yerin adı, ne tam da kendisi. Bir uzun hava, Bozlak.. “gök kubbeyi inleten bir çığlık”. “Abdalım” der biri, bakışlar incedir, Alevi derlerdi, şimdi belirsiz… Cem, semah eskisi kadar bilinmez. Kimi unutur yolunu, kimi öğrenir ama dillendirmez. 1935’te Fuat Köprülü satır arası Alevi olduğuna işaret eder onun. Ama şimdi kimliğinde çizik, sızı...
Çocuk der ki okulda “Ben Alevi” diyemem. Öğretmen duyar, susar… Arkadaş güler belki. Anne “sessiz kal” der, "Bizi anlamazlar."
Bir yerde fazla, bir yerde eksik; inançta dışlanır, kimlikte yalnız… Kırılmalar, sadece onların meselesi mi? :
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder