“Bozuldu yolcular yollarda kaldı
Âyin erkân gitti
dillerde kaldı”
[Pir Sultan’ım]
[İsmail Engin] Baştan ifade
edeyim, bu örnek olay için, "dini kimliğin muhtevasında 'gönüllü
asimilasyon'” kavramını ben veriyorum.
Bugün sosyal
medyada bir haberle karşılaştım. “Hakikaten olmuş mu” diye merak ettim:
* * *
2018 yılının
Haziran ayında 20 yüzyıldaki bir Alevi yerleşim yeri olarak bilinen Erzurum –
Şenkaya – Çamlıalan’da "semah dönülerek" cami temel atma töreninin yapıldığı,
gazete haberlerinde vardı ve emekli bir imam cami temeli atma töreninde dua
etmişti.
Gazete haberine
göre; köy – mahalle muhtarı, “köylerinin uzun zamandan beri alevi köyü
olduğunu” belirtmiş:
“Önceleri köyümüzde cem evi ve cem tutulurdu. Fakat zamanla bu cem evleri tamamen tahrip oldu. Yaşamını yitiren dedelerimizin ardından uzun bir süre ibadet yapamadık. Kendimizi boşlukta hissettik. Köylülerimizle bir karar alarak cem evi yerine buraya bir cami yapılmasına karar verdik. Cem evi olsa bile cami yapımı gene mutlak oldu. Biz cenazelerimiz vakit namazlarımız bayram namazlarımız ve daha birçok ibadetimizden yoksun kaldık. Onun için Şenkaya Belediyesine ve caminin yapımında emeği geçen herkese teşekkür ederim”
demiş.
Belediye Başkanı
da cami temeli atma törenine katılmış; “Çamlıalan’ın bu eksikliğine kayıtsız
kalamayacaklarını” ifade etmiş.
Gazete haberi,
caminin 250 metrekare arsa üzerinde yapılacağını; gasılhanesi, abdesthanesi,
imam evi ve cami kompleksini içereceğini ve köylülerin son derece memnun
olduğunu kaydetmiş.