Bu Blogda Ara

21 Temmuz 2025 Pazartesi

İsmail Engin : Ulus Devletin Ruhuna El-Fatiha mı? [Video - Yazı]

 

İsmail Engin : Ulus Devletin "Ruhuna El-Fatiha" mı? 2'49'' [21.07.2025]

https://www.youtube.com/shorts/FwaXV2JBumo

[İsmail Engin] Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına biri Alevi, diğeri Kürt olan iki ismin getirilmesi, yüzeyde kapsayıcı ve çoğulcu bir siyasal jest gibi görünebilir.

Ancak, bu tür atamalar, "pozitif ayrımcılık" görüntüsü altında, kimlik temsili üzerinden işleyen "simgesel bir mühendislik" olarak da okunabilir.

Ve "hak temelli" değil, "temsiliyet temelli" olabilir. Böylece "laik yurttaşlık" ilkesi yerine, etnik ve mezhebi kimlikler ön plana çıkar.

Oysa, ulus-devletin temeli olan "eşit yurttaşlık", bireyin dini ya da etnik kökeninden bağımsız bir statüye dayanır.

Devletin üst kademelerinde bireyler, dini ya da etnik kimlikleriyle temsil ediliyorsa, bu durum:

a) Laiklik ilkesini zedeler; çünkü, mezhep ya da dini kimlik devlet mekanizmasına taşınır.

b) "Modern yurttaşlık" anlayışını aşındırır; çünkü, birey kimliğiyle değil, aidiyetiyle öne çıkar.

Bu da ulus-devletin seküler doğasını yıpratır ve aslında bir dönemin sonunu simgeler:

"Ulus devletin ruhuna El-Fatiha!"

Aynı zamanda bu durum, "Türk-İslam sentezi"nin zirve noktasıdır.

Söz konusu sentezde "Türklük" etnik, [Sünni] "İslam" ise dini referans olarak sistemin merkezinde yer alır.

Alevi ya da Kürt kimliklerin bu yapı içinde "sistem içi figürler" olarak konumlanması, sentezin hegemonik başarısını gösterir.

Özetle, sistem kendi ötekisini içselleştirip kendi kodlarıyla yeniden şekillendiriyor.

Görünüşte “temsil” ve “açılım” gibi sunulan bu tür hamleler, gerçekte Sünni-Türk merkezli ideolojinin makyajlı sürdürülebilirliği olarak işlev görüyor.

Bu durum, laik ulus-devletin eşit yurttaşlık ilkesiyle çelişirken; kimlik temsiline dayalı, merkeziyetçi ve dini referanslı bir devlet anlayışının güç kazandığını gösteriyor. | @ismailenginhd [21.07.2025]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder