Bu Blogda Ara

5 Temmuz 2025 Cumartesi

İsmail Engin: Sanatla Yüzleşme – Gerhard Richter ve Birkenau

[İsmail Engin] Eğitilmiş en vahşi canlı, insandır.

İnsan insanı yakar mı? Yakıyor..

Üstelik bunun için doğanın en güzel yerlerinde vahşiliğin en kötü planını dahi yapıyor. Gaz icad ediyor. Deney yapar gibi insanlar üzerinde test ediyor: Ucuza mı mal olur, pahalı mı, yok etmek ne kadar “ekonomik” olur diye ölçüyor. Ardından, insanları çırılçıplak soyuyor; “yıkanma bahanesiyle” gaz odalarına sokuyor, orada su yerine gaz vererek öldürüyor. Ölülerin altın dişlerini söktürüyor. Bunu bile itinayla kayıtlara geçiriyor. Sonra da yakıyor...

Evet, bunlar gerçekten yaşandı.

Milyonlarca insan bu şekilde öldürüldü ve yakıldı.

Bizim gönüllü vatandaşlığını üstlendiğimiz Almanya’nın tarihi bu.

Vatandaşı olduğumuz için bundan artık biz de [çocuklarımız ...] sorumluyuz.

Dolayısıyla bu geçmişle bizler de – ve çocuklarımız da – yüzleşmek, hesaplaşmak zorunda.

Polonya, hâlâ tazminat talep ediyor. “Bu zulmün bir bedeli var”, en az 100 milyar euro “bitte” diyor.

Diğer ülkeler sırada. Ve sadece bizler değil, çocuklarımız da yükümlülük altında... Ve yükümlülük, gelecek kuşakların da omzunda.

Gerhard Richter ve “Birkenau” [2014]

Gerhard Richter, 1932’de Dresden’de doğdu. Alman ressam, heykeltraş ve fotoğrafçı.

1971–1993 arasında Düsseldorf Sanat Akademisi’nde profesörlük yaptı. Berlin Sanat Akademisi üyesi.

Eserleri, günümüzde yaşayan sanatçılar arasında en yüksek bedellere satılan işler arasında. Bazı eserleri için 20 milyon euroya kadar ödemeler yapılıyor.

Sanat, Holokost’u Temsil Edebilir mi?

İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından Almanya’da şu soru yoğun biçimde tartışıldı:

“Holokost sanatta temsil edilebilir mi – edilmeli mi?” Veya “nasıl temsil edilebilir?”

Yaklaşık 6 milyon Yahudi, muhalif, eşcinsel, Çingene ve engellinin sistematik biçimde yok edildiği düşünüldüğünde, birçok sanatçı bu dehşetin sanatsal yollarla anlatılmasını etik dışı – uygunsuz bir girişim buldu. Bazıları Holokost’un sanatla temsilini tamamen – kategorik olarak reddetti.

Bu konudaki tartışma, Gerhard Richter’in zihnini yıllarca meşgul etti.

Sonunda, 2014 yılında “Birkenau” döngüsünü üretti.

Dört büyük formatlı soyut resimden oluşan “Birkenau” serisi, sanatçının Holokost’a ilişkin uzun ve derinlemesine incelemesinin – düşüncelerinin sonucunu temsil ediyor ve eşi benzeri görülmemiş bir dehşetin, soykırımın sanatla tasvir edilip edilemeyeceği ve nasıl tasvir edilebileceği sorusunu yoğun bir şekilde ele alıyor; nasıl temsil edileceğini sorguluyordu.

“Birkenau” Serisi Nasıl Oluştu?

Gerhard Richter, Birkenau temerküz kampında bir mahkûm tarafından gizlice çekilmiş 4 fotoğrafı temel aldı. Fotoğraflarda gaz odasına yürütülen çıplak kadınlar ve gazla öldürülen insanların ormandaki cesetleri görülüyordu.

Richter, önce bu görüntüleri dört tuvale aktardı, yani figüratif (betimleyici) görüntü oluşturdu ve ardından yavaş yavaş bunların üzerini boyadı. Sonra bu imgelerin üstünü kat kat boyayarak kapattı.
Sıkça kullandığı yöntemle: Tekrar tekrar fırçayla sürdü, çekçekle yaydı, kazıdı. İlave boya katmanıyla birlikte, boyalı fotoğraf şablonu, sonunda artık görünmeyene kadar biraz daha kayboldu. Zamanla, alttaki görüntüler neredeyse tamamen görünmez hâle geldi. Bu teknikle “göstermeden anlatma”, “soyutlama yoluyla yüzleştirme” hedeflendi.

Holokost’la ilişkilendirilen dehşet – vahşet ve insanlığa karşı işlenen akıl almaz suç karşısında, Gerhard Richter, doğrudan tasvir etmeyi reddetmeyle sonuçlanan bir soyutlama süreci yarattı; vahşeti doğrudan göstermek yerine, bu dehşet karşısında sanatın sınırlarını ve olanaklarını tartışmaya açtı.

Sanatçı, böylece belgesel materyali doğrudan göstermeden çizmenin bir yolunu buldu.

Ortaya çıkan resimler; koyu gri, siyah tonlarla dolu, ağır bir melankoli taşıyan, düşünmeye zorlayan eserlerdi.

Soyut resim, özellikle çok sayıda siyah ve gri yüzeyle melankolik, düşünceli bir atmosfer yaratan form ve renk tonları sundu. Ancak bu, eserlerde figüratif ve soyut birbirini dışlayan unsurlar değildi. Aksine, Richter, gösterme ile göstermeme arasında ortaya çıkan bir boşluk açtı.

Richter, soyut üst boyamalarından oluşan Birkenau döngüsünü 2014 yılında tamamladı.

Ayna Yerleştirmesi: İzleyici de Resmin Parçası

Berlin’deki Alte Nationalgalerie’de sergilenen “Birkenau” serisi, dört fotoğraf şablonunun dört pitoresk görseli ve illüstrasyonuna ek olarak karşılarına yerleştirilmiş dört parçalı büyük bir Gri Ayna ile birlikte tamamlandı.

Ayna, yalnızca resimleri değil, izleyicileri de yansıtıyordu:

Onun vasıtasıyla, sadece dört resim ve onların çağrıştırdığı bağlamlar değil, aynı zamanda resimlerin ve aynanın izleyicileri de resmin içinde ve parçasıydı; böylece eser sadece geçmişi değil, bugünü de içine alıyor; sergide ziyaretçisini döngünün içine çekerek zamana tanıklık yapmaya teşvik ederken, ona sorumluluklarını da hatırlatıyordu.

Sanat, Vicdan ve Sorumluluk

Eseri izleyen kişi, yalnızca tanık değil, aynı zamanda bu tarihle yüzleşen, sorumluluğunu fark eden biri hâline geliyor ve resim, bu bağlamda bir çeşit ara mekân fonksiyonunu üstleniyordu.

"Birkenau" döngüsü, başlangıçta Dresden Albertinum’da başlıksız olarak gösterildi. Daha sonra, başlığın verilmesi ve resimlerin gerçek tarihsel arka plânının anlaşılmasıyla, Richter eleştirilerin odağı oldu.

Ancak daha sonra başlık ve arka plân açıklandığında, eser kamuoyunda daha büyük yankı buldu ve tartışmalar başladı.

Richter’in “Birkenau” serisi, yalnızca sanatın değil, insanlığın da sınırlarını sorguluyor.

Sanat, doğrudan temsilin mümkün ya da etik olmadığı yerlerde bile bir ara mekân olabilir.

Yani göstererek değil, göster(e)memeyi göstererek düşündürebilir. Ve bu düşünme hali, geçmişle hesaplaşmanın, bugünü anlamanın, geleceğe sorumluluk taşımanın bir parçası haline gelebilir.

Gerhard Richter’in resim üzerine düşünceleri; resmin olanakları ve sınırları hakkındaki üretimlerinden bir seçki, Berlin Alte Nationalgalerie’deki “Birkenau” döngüsüyle birlikte sergileniyor. | @ismailenginhd [05.07.2025]

– sosyal medyada [facebook’ta] 01.07.2024 tarihinde “Gerhard Richter [doğ. 1932] – „Birkenau“ [2014]” başlığıyla yayınlanan yazı yeniden gözden geçirildi –

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder