Çalışmada, "Rê/Raa" denen inancın içeriği, toplumsal kurumlarla bağlantıları ve bunların toplamından oluşan bütünün ne olduğu ele alınıyor. Bölgenin antropolojisi, özellikle kimlik ve kişiliğin şekillenmesindeki etkileri tartışılıyor. "Bu çerçevede tektanrılı dinlerden farklılık taşıyan bu inancın, günümüze kadar direnmesinin sebepleri, bunun Dersimlilerin kimlik ve kişilikleri üzerindeki etkileri ve sonuçları"na bakılıyor.
Tezde, "Dersim İnancı Reya Heq / Raa Haq", "Dersim İnancının Parçaları: Taliw / Raywer / Pîr / Mûrşîd - Talip / Rehber / Pir / Mürşit", "Aşiret", "Mürşidlik", "Dersim İnanç Sisteminin Yan Destekleri; Musahiplik ve Kirvelik"; "Mum / Davetiye", "Kan Sembolizmi", "Renk Sembolizmi ve Kan", "Bend Grêdan / İp Bağlama ve Renk Sembolizmi", "Tenasüh / Ruh Göçü", "Xwadê / Haq / Tanrı ve Xızır / Hızır"... gibi konular irdeleniyor.
Dilşa Deniz, sözü edilen doktora çalışmasında;
"Dersim inanç sistemi, bir dizi kutsal doğal mekâna yönelik inanç pratikleri ve ritüelleri; dikeyliğin yatay sarmal halinde örgütlendiği ve inanç kastlarının ocaklarla/soylara bağlandığı ata kültü ve Alevilik olarak adlandırılan bir miktar İslami söylemi [de içeren] [ile] inanç ve pratiklerini içeren üçlü bir yapısal şemadan oluşmaktadır. Bu yapıdaki parçalar, bir tür modüler sistem, bağımsız ve ilişkili işleyen, yani birbirini ötelemeden, birbiriyle çok karışmadan, ancak güçlü temas noktaları oluşturarak, yan yana duran bir form olarak belirmektedir. Bu farklı yapıyı birbirine bağlayan ortak bağlar, çok tipik bir şekilde karşımıza mitik söylemler olarak çıkmaktadır. Mitik söylemlerle, yani sembolizm üzerinden yazılan metinlerle, geçmiş ve gelecek eklemlenebilmektedir. Bu eklemlenme, bir taraftan özellikle doğa tapınımının bir türü olan ziyaretler üzerinden doğa ile ilişkilendirilirken, diğer taraftan ata kültü olan aşiretler/ocaklar ve bunu da [kendi isimlendirmeleriyle Rê/Raa/Yol olarak, dışarıdan verilen isimle] Alevilik içinde konumlandırılarak tek tanrılı dinlerle temas kurulmaktadır." (Deniz 2011: 34; krş. Deniz 2012: 52-54)diyor. Deniz'e göre,
"Dersim inancı, bir taraftan Alevilik, bir yandan ocak/ata kültü, diğer yandan doğadaki çeşitli varlıklara atfedilen gizil güç inancını korumuştur.
Burada, Alevilik olarak kabaca tanımlanan kısım, doğaya tapınma izleri taşıyan ve günlük ihtiyacına yanıt vermesi açısından halka daha yakın duran bir inanç türü, ata kültü ile karışmadan ama zıtlaşmadan da, bir tür uzlaşım üzerinden varlığını sürdürmektedir. Bundan dolayı, genelde Alevilik, özelde de Dersim Aleviliğini İslam dışı olarak niteleyenler vardır. (...)" (Deniz 2011: 35; krş. Deniz 2012: 53)Dilşa Deniz için,
"Dersim inancı, etrafı onu ötekileştiren bir çember içinde, savunması kolay, sarp kayalık ve dağlarla kapalı bir bölgede, bir tür izole edilmiş, kendine has inanç/kültür homojenliğinin varlığına işaret etmektedir. Bu homojenliği, başka inançlardan etkilense dahi, kendine özgü bir format olarak karşımıza çıkar ki içinde totemizmden günümüz tek tanrılı yapıya kadar ulaşılan bir sürecin varlığına dair izler taşır." (Deniz 2011: 35)Buradan hareketle de Dilşa Deniz, şu görüşü savunuyor:
"Dersim halkının kısaca Ré/Yol olarak tanımladığı bu sistem içinde, bütün kurallar bu Rê/Yol kavramı içinde tanımlanır. Ré/Yol kavramı daha çok toplumsal işleyiş, ahlak, adalet ve sosyal dayanışma olarak iç içe geçmiş tüm sosyal içeriği kapsar. Réya Heq/Raa Haq/Hak Yolu bu nedenle önemlidir. Heq/Haq kavramı hem doğruyu, hem adaleti, hem ideali ve en çok da bunların tümünü içeren bir üst varlık, yani tanrı tanımını sembolize eder. Bu nedenle adalete, yüksek bir ahlaki ideale, bunların yapılmasının koşulu olan doğruluğun zirvesi olan Heq/Haq'a giden bir kurallar dizisi Yol olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla son yıllarda, Dersimli araştırmacılar ya da yazarlar, Alevilik yerine, halkın kendi isimlendirmesi olan ve Rêya Heq/Raa Haq yani Hak Yolu anlamına gelen kavram[ı], yeniden bu özgün ve müstakil inanç sistemi için kullanmaya başlamışlardır." (Deniz 2011: 37; krş. Deniz 2012: 54)İlgili doktora tezi, "Yol/Rê: Dersim İnanç Sembolizmi: Antropolojik Bir Yaklaşım" adıyla İletişim Yayınları [İstanbul, 2012, 383 S., ISBN: 978-975-05-1019-9] tarafından meraklısına sunulmuş.
Antropoloji ve Aleviler - Alevilik: "Aleviler Arasında "İslam-İçi" ve "İslam-Dışı" / "Din" Tartışmasında İlkler" başlığıyla başlattığımız yazı dizisi kapsamında, Dilşa Deniz'in sözü edilen çalışmalarını okura kaynak olarak öneriyoruz. [İsmail Engin - @kanalkultur]
Dişa Deniz, Mazgirt/Tunceli doğumlu. 1985 Fırat Üniversitesi, Antropoloji Bölümü mezunu. 1993-1994 yılları arasında, İngiltere'de İngilizce eğitimi; 1997 yılında Uluslararası İnsan Hakları Enstitüsü'nde (Strasburg / Fransa) bir aylık insan hakları eğitimi aldı. 1994-1996 yılları arasında İnsan Hakları Fact Finding oturumlarında tercümanlık yaptı. 1996-1999 arasında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kadın Araştırmaları'nda "Kadının İnsan Hakları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki Kadın Davaları" konusunda yüksek lisans tezini hazırladı. 1995 yılından itibaren kadın hareketinde bir aktivist olarak yer aldı. Kadına yönelik şiddet üzerine hem teorik, hem de pratik çalışmalarda bulundu. Nişantaşı Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde öğretim üyesiyken 8 Şubat 2016 günü "Barış İçin Akademisyenler" arasında "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisini imzaladığı için sözleşmesi feshedildi.
→ Dilşa Deniz: "Dersim İnanç Sembolizmi". Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Antropoloji Anabilim Dalı Doktora Tezi, Danışman: Prof. Dr. Akile Gürsoy, İstanbul 2011, 304 S.
→ Dilşa Deniz: Yol/Rê: Dersim İnanç Sembolizmi: Antropolojik Bir Yaklaşım. İletişim Yayınları, İstanbul 2012, 383 S., ISBN: 978-975-05-1019-9
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder