Bu Blogda Ara

26 Ağustos 2017 Cumartesi

Alevilikte İslam-İçi ve İslam-Dışı / Din Tartışması: Prof. Dr. Mehmet Eröz ve İslami Cila

[İsmail Engin - @kanalkultur1960’lı yıllar Türkiye’de sosyolojinin Aleviliği ve Alevilik meselesini bir şekilde keşfettiği yıllardır. Bu bağlamda sosyolog Mehmet Eröz, “İş ve Düşünce” dergisinde yayınladığı “Silifke'de Bir Alevî, Tahtacı Köyü Kırtıl” (1964) başlıklı makalesinin ardından, “Cem” dergisinde “Türkiye’de Alevî’lik Meselesi ve Türk Alevî’liğinin Şamanizm ve Orta Asya Türk Kültürü ile İlgisi” (1966) ve “Yol”da “Türkiye'de Alevîlik - Bektaşîlik Türk Alevîliğinin Şamanizm ve Orta Asya Türk Kültürü ile İlgili” (1966) başlıklarıyla kaleme aldığı yazılarda, “Türkiye’de Alevî’lik Meselesi”ni enine boyuna incelemeye başlamıştı.

O dönem için sosyoloji doktoru olan Mehmet Eröz, Abidin Özgünay’ın genel yayın yönetmeni olduğu “Cem” dergisinde [1 (1966) 3: 19] – ki burada bu dergiyi örnek veriyoruz – seri olarak yayınlanan “Türkiye’de Alevî’lik Meselesi ve Türk Alevî’liğinin Şamanizm ve Orta Asya Türk Kültürü ile İlgisi” başlıklı makalesinin üçüncüsünde, Edremit’te Sarıkız, Silifke’de Kırtıl Dedesi bağlamında yatır, mezarlık etrafında kümelenen âdetlere, geleneklere atıf yaparak “Bu gelenekler Alevî cemaatlerinde İslâmî cilâ altında devam etmektedir.” kaydını düşüyordu..

Mehmet Eröz, adı geçen ve seri yayınlanan makalesinin akabinde “Bozkurt”ta “Birbirine Küsen Türkler: Sünniler – Alevîler” (1969); “Orta Doğu”da “Sünnisiyle Alevîsiyle Türklük Bir Bütündür” (1975) ve “Kon”da “Alevîsiyle Sünnisiyle Bütün Canlar Bir Olsun” başlıklı yazıları yayınlıyordu.

Nihayetinde “Türkiye'de Alevîlik – Bektaşîlik” (1977) başlığıyla hazırladığı profesörlük tezini de aynı adla okurla buluşturuyordu.

Mehmet Eröz, 23 aralık 1976'da önsözünü yazdığı ve 1977 yılında yayınladığı alan çalışmalarını içeren eserinde;
“İnanç bakımından, İslam inançlarına sahip oldukları halde, namaz ve oruçtan uzak olan, camileri bulunmayan Kızılbaş Alevi köylerinin varlığı yıllar yılı onların Müslümanlığından şüphe edilmesine yol açmıştır. Kucaklayıcı, kolaylaştırıcı, müsamahalı bir Müslümanlık anlayışı, Alevi ve Bektaşileri, İslam camiası içinde sayar. Katı, dar, müsamahasız, uzaklaştırıcı bir zihniyet ise, onları Müslümanlık dairesinin dışında tutar.” 
diyordu. (Bkz. Eröz 1990: 147).

Eröz (1990: 89) adı geçen eserde
“bu topluluk, Orta Asya'da getirdikleri, İslamlık öncesi dini inançlarını inatçı bir ısrarla, <<Alevilik>> adını verdikleri İslami bir cila altında muhafaza etmişlerdir.” 
görüşünü de savunuyordu...

Mehmet Eröz’ün profesörlük takdim tezinde ileriye sürdüğü bu görüş, atıf yapılmadan 1990’larda “Dedesoylu” Fuat Bozkurt’a ve ondan sonra da Nejat Birdoğan’a ilham kaynağı oluyordu... [İsmail Engin - @kanalkultur

→ Mehmet Eröz: “Silifke'de Bir Alevî, Tahtacı Köyü Kırtıl”, İş ve Düşünce, xxx (1964) 247: 25 – 32. 

→ Mehmet Eröz: “Türkiye’de Alevî’lik Meselesi ve Türk Alevî’liğinin Şamanizm ve Orta Asya Türk Kültürü ile İlgisi”, Cem (1966) Sayı: 1-7.


→ Mehmet Eröz: “Türkiye'de Alevîlik - Bektaşîlik Türk Alevîliğinin Şamanizm ve Orta Asya Türk Kültürü ile İlgisi”, Yol (22.6.1966 - 3.8.1966) Sayı: 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34.


→ Mehmet Eröz: “Bozkurt”ta “Birbirine Küsen Türkler: Sünniler – Alevîler”, Bozkurt (1969): 6.


→ Mehmet Eröz: “Sünnisiyle Alevîsiyle Türklük Bir Bütündür”, Orta Doğu (28.2. 1975: 2, 1 Mart 1975)


→ Mehmet Eröz: “Alevîsiyle Sünnisiyle Bütün Canlar Bir Olsun” Kon, 1: 6. 


→ Mehmet Eröz: Türkiye'de Alevîlik – Bektaşîlik. Otağ Matbaacılık, İstanbul 1977.


→ Mehmet Eröz: Türkiye'de Alevilik ve Bektaşilik. Kültür Bakanlığı Yayınları, İkinci Baskı, Ankara 1990.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder