Bu Blogda Ara

11 Mart 2024 Pazartesi

İsmail Engin: Göçte Aleviliğin Temel Sorunları - Kısa Bir Bakış

[İsmail Engin] Göçte Aleviliğin dinamikleri farklı işliyor:

İlk kuşak, valizinde ve hatıralarında getirdi. Bir süre sonra farkına varıp Alevi uyanışını sağladı.

Onların çocukları, Aleviliği kurumlaştırmaya çalıştı. Bu arada, Alevilik algılayışları - anlayışları değişmeye yüz tuttu.

İkinci kuşakta, yavaş yavaş dil farklılaşmaya ve kuşaklar arasında çatışmalar görülmeye başladı.

Üçüncü kuşakta, dil ile Alevilik algısı - anlayışı değişti.

Şimdi başka bir dille devam eden – aktarılan, anavatanda[n] farklı dinamiklere – müfredat  içeriklerine – sahip bir[den çok] Alevilik “algısıyla” yahut anlayışıyla karşı karşıyayız.

Ve doğası gereği, kuşkusuz süreç içinde, bugünkü algı [ve / veya anlayış] da değişecek!

Bugün için, kimsenin kimseyi dinlemediği, duymadığı, takmadığı bir süreçten geçiyoruz.

Öyle ki, kurum başkanlarının bir kısmının eşleri ve varsa çocukları dahi yanında yok, gözükmüyor, görünmez bir alanda sanki.

Kimi Dede olanların Pirliğini ilân edenlerin bazıları “dikme” yahut “mürebbi”, eşleriyse Dedesoylu değil; Dedelik – Pirlik artık “dağıtılan” bir ünvan niteliğini üstlenmiş gibi.

Kurum başkanlarının en azından bir kısmı evli değil. Ancak, "ikrar" diyor ve ikrar verebilmesi için musahibinin olması, musahibinin olabilmesi içinse evli olması gerekiyor....

Ve yılda bir kez "görgü"den geçmesi önemli.

Her konuda resim veren kurum idarecilerinin, Dedeler ve / veya Pirlerin – musahibleriyle – ikrar verirken, görgüden geçerken nedense tek resmi bulunmuyor – ki cenaze erkânları dahi artık kayda alınıyor, videoları sosyal medyada dönüyor -. Veyahut, muhtemelen hayatında hiç görgüden geçmemiş olanları var.

Öte yandan, dernek üyelerinin de ikrarlı – ikrarsız olması pek önem taşımıyor. Herkes Cem’e giriyor.

Alevilik, "feodal yapı"dan ibaret inanç olarak tasarımlanıyor; Ocağa talibin nasıl bağlandığı üzerinde zerre kadar düşünülmüyor.

Azımsanmayacak düzeyde kurumlar – kurum içi ilişkiler, "feodal bağlar"la – ki adına “hemşehricilik” deniyor – şekilleniyor; bu tür kurumlardaki idareciler, feodal bağları içerir tarzda “seçiliyor”. Buna da “katılımcı demokrasi” deniyor.

Kurum idarecisi, inanç alanına müdahale ediyor; kurum Dedesi idarecinin alanını üstleniyor...  | @ismailenginhd [11.03.2024]

- değişmeyen tek şey değişmedir | bugün bana yarın sana | yahut : dün bana bugün sana yarın ona -

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder