Bu Blogda Ara

19 Ağustos 2016 Cuma

Kazdağı Sarıkız'da Türkmenler: Sarıkız'da Kurban

Kazdağı Sarıkız'da Türkmenler: Sarıkız'da Kurban © Foto: İsmail Engin, Kazdağı, Edremit - Balıkesir, 1998

Ali Duymaz'a göre, "İda’yı Kazdağı yapan, Afrodit’in yerine Sarıkız’ı koyan (...) hayat etrafında oluşan efsane varyantlarının motif sıraları"; Metin Özarslan'a göreyse, "'olay örgüsü (epizot)' sıraları":

Varyant
"a) Hz. Ali, Kan Kalesini fethe gidince Hz. Fatma, Selman Hazretlerine "iki oğlum var, ama bir kızım yok" der.
b) Selman-ı Pâk, "Al, öyleyse nasibini" deyince Hz. Fatma, kucağında bir kız çocuğu bulur.
c) Hz. Fatma sevinerek babasına gidince Hz. Muhammed, "(...)* bunun nasibini Allah'a havale ettim" der.
ç) Bunun üzerine Selman-ı Pâk, Kazdağı'nda inciden bir saray yaptırır ve kızı oraya koyar.
d) Kız, burada 20-25 yıl yaşar ve ölür. Kazdağı'nda ölen Sarıkız'a yapılan kabir böylece Alevilerin Kâbesi olur." 
* A. Yılmaz, Tahtacılarda Gelenekler (1948: 18-19) adlı eserinde "Sarıkız Masalı" başlığı altında konuyla ilgili şunu kaydediyor:
"Bir gün Fatma Anamız çok üzgün ve tasalı imiş.. Ağlıyormuş... Fatma anamızın derdini, kederini işiten Hazret, o dakikada kan kalesi kralının kızını esir almak üzere iken Fatma Anamızın eli Hazreti Ali'nin yakasına yapışmış. Ali'nin önünde Kralın kızı can vermiş. Hazreti Ali de bu olayı Fatma Anamızın kadınlık kıskançlığına yastamış, kral kızının odasına götürmüş, gönlünü almış. Niye geldiğini sormuş. O da derdini söylemiş. İki oğlumuz var, biricik de kızımız olsaydı demiş. İşte bunun için tasalanıp geldim di..
Hazreti Ali de "Var Kâbeden kızını al,, demiş. O anda kendisini dünya güzeli bir kızla Fatma Anamız Kâbe içinde bulmuş. Bu nur topu yavrusuyla atası Hazreti Muhammed'e varmış: "Gör bak, İyem Ali ne verdi" demiş. Hazreti Muhammed de "İyi yavrum ama bu çok güzel kızı görmek için benim üçüncü gözüm yok. Gözüm Hasan Hüseyin'dir. Var bunu Ali'ye götür. Tanrıya emanet etsin" "- Ben istedim. Geri almaz" demiş. "Öyleyse götür Kâbeye bırak. Tanrı kendisi bilir" demiş. Hazreti Fatma da Kâbeye bırakmaya giderken Kâbe kapısında yan yatmakta olan Selman'a rastlamış. "Ya Selman burada ne işin var?" diye sormuş. O da "Sahibim Ali'nin bana emri emanetini almaya geldim" demiş, ve Fatımatüzzehra'nın kucağındaki nur topunu almış, kaybolmuş. (...)"
Bkz. Ali Duymaz: Kazdağı ve Sarıkız Efsaneleri, Balıkesir Birlik Gazetesi, 6-13 Nisan 1993: 2 ve ilgili makalenin dipnotlarında krş. S. Y. Ataman: Kazdağı’nda Sarıkız, Varlık 203 (1941): 251-253 (aynı yazı için bkz. Türk Folkloru 80-81 (1986): 32-36); A. Yılmaz: Tahtacılarda Gelenekler. Ankara 1948: 18-20; A. Turgud: Kazdağı ve Sarıkız Efsanesi, Cem Aralık 1966: 9-11; Sıdıka Kurç: Balıkesir Mehmetalan Köyü Folkloru. (Mezuniyet tezi) Erzurum 1982: 65-66.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder